‘Eşit koşul ve haklar olmadan referanduma gidiliyor’

İZMİR- TİHV ve İHD İzmir şubeleri, OHAL sürecinde referanduma gidilmesinin bir hak ihlali olduğunu hatırlatarak, “Bu şekilde propaganda özgürlüğü nasıl sağlanır” diye sordu. Her iki kurum da, eşit koşul ve haklar olunmadan referanduma gidildiğini vurguladı.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Temsilciliği ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi OHAL’in referandum sürecinde başlı başına bir hak ihlali olduğunu belirterek, seçimin eşit koşul ve haklarda olmadığının belirtti.

‘EŞİT KOŞULLARDA REFERANDUM YAPILMIYOR’

TİHV yönetim kurulu üyesi Çoşkun Üsteri, Türkiye’de OHAL keyfiyeti hukuksuzluğu bütün hızı ile sürüdüğünü belirterek, bütün tarafların eşit şartlarda referandum sürecinde yarışması gerektiğini söyledi. Türkiye de basın özgürlüğünün olmadığı, işkence ve hak ihlallerinin had safhaya ulaştığını hatırlatan Üster, “İşte KHK’ler ile on binlerce insan işten atıldı. İşkencenin yapıldığını biliyoruz. Düşünce ifade ve basın özgürlüğü temel hak ve özgürlükler yerlerde sürünüyor. 150 yakın gazeteci ceza evinde. 170 ten fazla basın yayın organı kapatılmış durumda. Mevcut gazete ve TV’ler tamamen iktidarın denetimi altında. Düşünce ve ifade özgürlüğünü kullanmaya kalktığını ve iktidarı eleştirmeye çalıştığınız her aşamada ya cumhurbaşkanı eleştirmekten yargılanıyorsunuz ya da teröristlikle suçlanıyorsunuz. Bu süreçte eşit haklarda referandum yapılmıyor” ifadelerini kullandı.

‘OHAL KALDIRILSIN’

Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü açısından bakıldığında koşullar hiçte adil ve eşit olmadığını vurgulayan Üsteri, “Bu şekilde propaganda özgürlüğü nasıl sağlanır” diye sordu. Referandumda iki soruya halkın cevap vereceğini belirten Üsteri, “Evet’ ya da ‘Hayır’ diyeceksin. Şimdiden iktidar güçleri ‘hayır demek teröristliktir, hayır terör örgütlerine destek vermektir’ gibi bunun sağda solda propagandalarını yapıyorlar. Dolayısıyla ‘Hayır’ cephesindeki insanlar siyasi partiler yada yurttaşlar kampanyalarını özgürce yapabilecekler mi? OHAL koşullarında özgürce referanduma gitmenin mümkün olmadığını düşünüyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak diyoruz ki OHAL’in derhal kaldırılması ve OHAL koşullarından referandumun yapılmaması gerekir” diye konuştu.

‘HERKES SANDIĞA’

18 maddenin tamamına bakıldığında bütün yetkileri tek kişiye odaklamış olduğunu anımsatan Üsteri, şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanı istediği kişiyi atayacak ve bağımsız olmayan hakimlerin denetiminde her zaman iktidar istediği kişiler seçilebilir olacak. Bu ülkede demokrasi tiyatrosu yaşanacak çok tehlikeli bir şekilde. Herkesin demokrasi vicdanına aklına dair bir tutum alması gerekiyor. Ben ‘Hayır’ın en doğru seçim olduğunu düşünüyorum. Herkesin sandığa gidip ‘Hayır’ oyuna destek vermesi gerekir.”

‘YAŞANACAK HAK İHLALLERİNİ RAPORLAŞTIRACAĞIZ’

İnsan Hakları Derneği Merkez Yürütme Kurulu üyesi Mehmet Aker ise, Anayasa değişikliğinin STK’ler ve meslek örgütlerini mecliste grubu bulunan siyasi partilerin görüşü alınmadan meclisteki oy çoğunluğuna bağlı bir sürü hukuksuzluk içerecek şekilde onaylandığını hatırlatarak, birçok hakların kısıtlandığı OHAL ve KHK’ler ile yönetilen bir ülkede referandum yapmanın beraberinde hak ihlallerinin gelişeceğini düşündüklerini kaydetti. Aker, “Son zamanlarda özellikle iktidarın ötekileştirici bir dil kullanarak toplumu kutuplaştırması ve buna bağlı gelişecek olumsuzluklarda kaygılarımız var. Bizler gerek referandum propagandasının bağladığı oy kullanımların başladığı günde olmak üzere süreci gözlemleyerek raporlaştıracağız” diye belirtti.