İSTANBUL - Hak ihlallerine ve son günlerde artan gözaltılara dikkat çeken İHD İstanbul Şubesi, “Diktatörlüğe, hukuksuzluğa, hak ve özgürlük düşmanlığına, nefret kültürüne, korkutma ve tehditlere, gözaltı ve tutuklama terörüne, baskılara 'Hayır!” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine ve son günlerde artan gözaltılara ilişkin şube binalarında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda basın metnini İHD Genel Merkez Yöneticisi Sevim Kalman okudu. Kalman, muhaliflerin üzerinde her zaman baskıların olduğunu söyledi. Referandum öncesi gerçekleştirilen yaygın gözaltı, tutuklama, işten atmalara dikkat çeken Kalman, “Bütün bunlar; iktidar odaklı tehditler özgür düşüncenin ve örgütlenme özgürlüğünün tamamen yok edilmesinin hedeflendiğini ortaya koymaktadır” dedi.
GÖZALTILAR ‘HAYIR’I SUSTURMAK İÇİNDİR’
Anadolu Ajansı'ndan (AA) yer alan habere göre 6-13 Şubat tarihleri arasında 520 muhalifin gözaltına alındığını söyleyen Kalman, “Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP),Birleşik Devrimci Parti (BDP), Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) gibi muhalif parti üyeleri toplanmakta, gözaltına alınarak siyaset dışına atılmaktadır. 15 Şubat günü SYKP eş genel başkanının evi basılmış, parti meclisi üyesi gözaltına alınmıştır. MHP’li muhaliflerin ‘Hayır’ kampanyaları engellenmekte, ‘Hayır’ kampanyası yürüten CHP’li gençlere silah sıkılmakta, parti üyeleri gözaltına alınmaktadır” diye belirtti. Kalman, bu gözaltı ve tutuklamaların normal adli soruşturmaların parçası olmadığını, bunları genel baskı politikalarından, özelde de referanduma yönelik "Hayır" kampanyasının susturulması girişimlerinden bağımsız tutmanın mümkün olmadığını belirtti.
‘HAYIR’CILAR HEDEF GÖSTERİLİYOR’
Türkiye’nin dünyada en çok gazetecinin cezaevinde olduğu bir ülke konumunda olduğunu kaydeden Kalman, “140’tan fazla gazeteci mahpus edilmiş. Darbe girişimi sonrasında bununla alakasız olarak 58 gazete, 28 televizyon, 34 radyo, 5 haber ajansı kapatılmış, bine yakın gazetecinin basın kartı iptal edilmiştir. Ülkenin en büyük karar alma merci olduğu varsayılan TBMM’nin HDP eş genel başkanları dahil muhalif 11 milletvekili tutuklu durumdadır” dedi. “Sosyal medyada muhalif avına çıkılmakta, aykırı, farklı ses çıkartanlar gözaltına alınmaktadır” diyen Kalman, “Referandumda 'Hayır' diyecekler bizzat başbakan ve bakanlar tarafından 'teröristlikle' suçlanmakta, iktidar yanlısı basın aracılığıyla hedef gösterilmektedir” diye ifade etti.
'YARGI TAMAMEN İKTİDARA BAĞLANMIŞ'
İktidarın muhalif her sesten korktuğunu, düşünce ve ifade özgürlüğünü yok etmeye çalıştığını aktaran Kalman, şunları söyledi: “Yargı tamamen iktidara bağlanmış, adalet ve hukuk ilkeleri bir yana bırakılarak siyasi iktidarın plan ve amaçlarının uygulanma alanı haline getirilmiştir. Referandumda 'Hayır' çıkması durumunda iç savaş çıkacağı, ülkenin karmakarışık olacağı yönünde tehditler ortada dolaşmakta, korku siyaseti ile halkın iradesi belirlenmeye çalışılmaktadır. Devlet olanaklarının en ağır baskı biçimleriyle muhaliflerin ezilmesi için kullanıldığı, 'Hayır' tercihinde bulunanların gözaltı, tutuklama ve tehditlerle sahadan atıldığı bir ortamda demokrasiden, özgürlükten söz edilmesi mümkün değildir."
'BASKILARA HAYIR'
Referandumun meşruiyetinin sakatlanmış ve yok edilmiş olduğunu ifade eden Kalman, bu koşullarda adil ve özgür bir tercihin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Kalman, “İnsan hakları ve özgürlükler için, türkülerimizi coşkuyla söylemek, sokaklarımızda özgürce dolaşmak, doyasıya gülmek, geleceğimize güvenle bakabilmek için şimdi gerçekleri söyleme, korkuları yenme zamanıdır. Diktatörlüğe, hukuksuzluğa, hak ve özgürlük düşmanlığına, nefret kültürüne, korkutma ve tehditlere, gözaltı ve tutuklama terörüne, baskılara 'Hayır!” diyerek konuşmasını sonlandırdı.