İZMİR- Diyarbakır Lice ilçesinde 1993 yılında Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin hayatını kaybettiği katliamla ilgili İzmir’de görülen davada, o gün Lice’ye sokulmayan Deniz Baykal’ın dinlenmesi talebi reddedildi.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan katliamla ilgili davanın 9’uncu duruşması İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya sanıklardan hiçbiri katılmazken, davayı CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP’liler izledi. Duruşmada mağdurlar ile avukatları hazır bulunurken, duruşmada ilk olarak başka illerde ikamet eden tanıkların ifadeleri SEGBİS yoluyla alındı.
Mahkeme heyeti, Bahtiyar Aydın'ı öldürdüğü iddiasıyla tutuklu bulunan Mehmet Emin Özkan'la ilgili açılan davanın dosyasını İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Mehmet Emin Özkan'ın mahkemede dinlenmesi için gerekli yazışmaların yapılacağı belirtildi.
Ardından Lice'de öldürülen Uzman Çavuş Yüksel Bayar'ın abisi İlhami Bayar dinlendi. 2 yıldır davanın devam ettiğini ve mahkeme heyetinin taleplerini kabul etmediğini ifade eden Bayar, kardeşinin ölümüyle ilgili tutanakları hazırlayan kamu görevlilerinin dinlenmesini talep etti.
‘PKK BÖYLE BİR EYLEMİ YAPMADI’
Daha sonra katliam tanıklarının dinlenmesine geçilirken, ilk olarak başka bir davadan tutuklu bulunan tanık Zafer Alak, Urfa Açık Cezaevinde SEGBİS yoluyla ifadesi alındı. Alak ifadesinde, “o dönemde PKK'nin dağ kadrosunda olduğunu” söyleyerek, "Olay günü kesinlikle bir çatışma olmadı. O dönem Lice kadrosundaydım. Böyle bir olaya Lice kadrosu katılmadı. Mehmet Emin Özkan'ın tanımıyorum. O dönem yapılan yargılamalar da hiçbir araştırma, soruşturma yapılmadan ceza veriliyordu. O dönem kesinlikle PKK'nin böyle bir eylemi olmadı" şeklinde beyanda bulundu. Daha önce alınan ifadeleri okunan Alak, o dönemde 27 gün işkencede kaldığını, ifadesinin ise işkence altında alındığını ve bu yüzden yazılanların ne olduğunu bilmediğini söyledi.
‘CEZALANDIRILSINLAR’
Başka bir suçtan Balıkesir Açık Cezaevinde bulunan tanık İbrahim Ulu ise ifadesinde, Lice'de görev yaptığı süre içerinde Eşref Hatipoğlu'nun kendisinin komutanı olduğunu, olay tarihinden bir ay önce Ankara'ya tayinin çıktığını ve olayla ilgili bilgisinin olmadığını söyledi.
Tanık Mehmet Hüseyin Baygeldi de ifadesinde, olay zamanı 10 yaşında olduğunu ve okulda bulunduğunu söyleyerek, "Silah sesleri gelmeye başlayınca okulun bodrumuna indik. Bir kaç saat bodrumda bekledikten sonra öğretmenlerimiz bizi eve gönderi. Ateş altında eve gittim. Helikopter sağa sola ateş ediyordu. Evlerin yakıldığını gördüm. Daha sonra askerler bizi liseye götürdü. Bir asker bize bakarak 'Boz bu kadar kuruşunu kime sıktık, bunlar nasıl ölmemiş' şekilde sözler söyledi. Yapanlardan şikâyetçiyim cezalandırılsınlar" beyanın da bulundu.
DENİZ BAYKAL’IN DİNLENMESİ RET EDİLDİ
Tanıkların ifadelerinden sonra müşteki avukatlarından Sidar Avşar, dosyanın çok kapsamlı olmasına rağmen toplanan delillerin yok denecek kadar az olduğunu belirterek, görev yapmakta olan heyetin delilleri toplamaya pek niyeti olmadığını söyledi. Olay günü partisinin toplantısı için Diyarbakır'da bulunan ve bir gün sonra gittiği Lice’ye sokulmayan dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Tayfun Taliboğlu ve Mithat Bereket'in tanık olarak dinlemesini talep eden Avşar, keşif talebini de yeniledi.
DURUŞMA YİNE ERTLENDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, “anık olarak belirlenen kişilerin ifadelerinin alınmasına, Yüksel Bayar'ın ölümüne ilişkin tutanağın mahkeme heyeti tarafından incelendikten sonra tutanağı hazırlayanların dinlenip dinlemeyeceğine karar verilmesine, katılan vekillerin heyeti ret edip etmediklerini ilişkin beyanlarının gelecek celse alınmasına, Mehmet Emin Özkan'ın tanık olarak dinlenmesine, keşif talebini ve Deniz Baykal, Tayfun Taliboğlu, Mithat Bereket'in tanık olarak dinlemesi talebinin reddine” karar vererek, duruşmayı 18 Mayıs tarihine erteledi.
TANRIKULU: KATLİAMLAR HALEN DEVAM EDİYOR
Duruşma sonrası kısa bir açıklama yapıldı. Duruşmayı izleyen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, bir davanın olayın gerçekleştirdiği yerden başka yerde görüşülmesi adil yargılamaya aykırı olduğunu söyledi. “Dava yerinde görülmelidir” diyen Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Bu durum sonucun adil geçekleşeceğine dair hissi ortadan kaldırmıştır. Zammında Lice yakıldı yıkıldı ama hiç bir delil toplanılmadığını görüyoruz. Ben bir yurttaş insan hakları savunucusu ve milletvekili olarak 25 yıl önce gerçekleştirilen katliamlar yakma yıkmaların halen devam ettiğini görüyorum.”