DİYARBAKIR - HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel hakkında katıldığı basın açıklamaları ve yürüyüşler gerekçe gösterilerek açılan davada, tutukluluk halinin devamına karar verildi. Duruşmada avukatlarla mahkeme başkanı arasında sert tartışmalar yaşanırken, Demirel suç olarak istinat edilen konuşmalarının Meclis kürsüsünden yapıldığına dikkat çekti.
Polisin mahkemeye gönderdiği istihbarat notu gerekçe gösterilerek tutuklanan HDP Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel hakkında açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davada, 2015 - 2016 yılları arasında Diyarbakır'da düzenlenen 11 ayrı basın açıklaması ve yürüyüşe katıldığı için "örgüte üye olmak", "örgüt propagandası yapmak" ve 'kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama" iddialarıyla suçlanan Demirel’in 10 yıldan 23 yıla kadar hapsi isteniyor. Demirel’in, tutuklu olduğu Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi'nden SEGBİS üzerinden katıldığı duruşmada, avukatları Reyhan Yalçındağ Baydemir, Mehmet Emin Aktar ile Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen hazır bulundu. Duruşmayı, HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, HDP milletvekilleri Ziya Pir ve Feleknas Uca, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Komitesi heyeti, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) üyelerinin yanı sıra ailesi de izledi. Kimlik tespiti ve yoklama ile başlayan duruşmada ilk olarak söz alan duruşma savcısı, duruşma arasında davanın esası hakkında verdiği mütalaada Demirel'in "örgüt üyeliği" ve "toplantı gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefetten" 18 yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını istedi. Savcı ayrıca Demirel'in tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
'NE OLDU DA VERMİŞ OLDUĞUNUZ KARARDAN VAZGEÇTİNİZ'
Duruşmada söz alan Demirel, savcının verdiği mütalaaya katılmadığını belirterek, iddianame yer alan suçlamalara ilişkin savunma yapacağını, davanın esası hakkındaki savunmayı ise daha sonra yapacağını söyledi. Seçilmiş ve dokunulmazlığı olan bir milletvekili olarak şu an mahkemede yargılandığını belirten Demirel, “6 milyon oy almış, parlamentoda 3'üncü büyük grubu olan HDP'nin milletvekiliyim. Bize yönelik siyasi saldırılar sonucunda bu yargılama kabul edildi. Benim şahsımda Diyarbakır halkı ve Türkiye'de bulunan 80 milyon insanın iradesi yargılanıyor. Benim burada yargılanıyor olmam hukuka aykırıdır. Yasama dokunulmazlığım meclis içtüzüğü ve Anayasa'ya aykırı bir şekilde kaldırıldı. HDP olarak Türkiye haklarının demokrasi ve barış için umut ışığı olduğumuz için buradayız. Bunu çıkarlarına ters gören siyasi iktidarın hedefi olduğumuz için buradayız. 4 Kasım'da 5 farklı şehirde tek merkezden düğmeye basılarak operasyon yapıldı. Bununla hukuk katledilmiştir. Aynı şekilde 12 Aralık'ta da ben ve milletvekilimiz Besim Konca gözaltına alınıp tutuklandık. Mahkemenin duruşma gününe ilişkin gönderdiği tebligat daha bana ulaşmadan meclisten çıktığımız sırada silahlı ve yüzü maskeli kişiler aracımız durdurularak gözaltına alındık. Neden gözaltına alındığımı bilmeden mahkemenin karşısına çıkarıldım. Ne oldu da daha önce vermiş olduğunuz karardan vazgeçtiniz? Vermiş olduğunuz karardan vazgeçmiş olmanız çok manidar" ifadesini kullandı.
‘TAYBET ANA’NIN YANINDA OLDUĞUM İÇİN BURADAYIM'
Polisin mahkemeye gönderdiği istihbari bilgi notuna tepki gösteren Demirel, “Benimle hiç bir ilgisi ve alakası olmayan duyumlar üzerinden mahkemeye yazı yazılmış. Benim düşünmediğimi emniyet düşünmüş. Yurtdışına kaçmaya kendime hakaret sayarım. Düşüncelerimi açıklamaktan mı kaçacağım! Bu yazının yazılması için kim talimat vermiş. Bu yazıyı hazırlayan görevi kötüye kullanmış suç işlemiş. Bu yazının mahkeme tarafından kabul edilmesi adil yargılamanın ihlalidir. Böyle bir yazıyla tarafsız ve bağımsız olması gereken mahkemeler esir alındı" diye kaydetti.
İddianamede yer alan suçlamalara da değinen Demirel, “Kadınlara yapmış olduğum konuşmalar ve gösterdiğim dayanışma suç sayılmış. Kadınlara söylediğim barış sözcüğü ne yazık ki suç sayılmış. Kadına yönelik şiddet ve ayrımcı politikalara karşı yaptığım açıklamalar suç sayılmış. Bunlara rağmen kadınların mücadelesini sürdüreceğim. Bizim dokunulmazlığımızı kaldıran iktidar, askerlere koruma zırhı getirdi. Cizre'de bir hafta buzdolabında bekletilenlerin cenazesine katıldığım, Silopi'de cenazesi bir hafta boyunca sokakta bekletilen Taybet anaya sahip çıktığım için bugün buradayım. Siyasi iktidarı eleştirdiğimiz için bugün buradayım. Kadınların yanında olmak ve onlara vermiş olduğu sözleri tutmak bir kadın milletvekili olarak benim hakkım" dedi.
MAHKEME İLE AVUKATLAR ARASINDA SERT TARTIŞMA
Demirel'in iddianamede suçlama yapılan konuşmaları Meclis’te de yaptığını söylemesi üzerine söz almak isteyen Avukat Mehmet Emin Aktar'a, mahkeme başkanının bağırması üzerine kısa süreli tartışma yaşandı. Tartışmanın bitmesini üzerine sözlerine devam eden Demirel, “Yapmış olduğum konuşmalar parti tüzüğü ve programı kapsamında yaptığı konuşmalardır. HDP kimliği dışındaki hiç bir suçlamayı kabul etmiyorum. İddianameden hiç bir beklentim yok. Milletvekillerinin tutuklu olması aynı Anayasa'daki kuvvetler ayrılığına da aykırı" diye kaydetti.
Bu sırada Demirel’in yaptığı savunmaya ilişkin söz almak isteyen avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir ile mahkeme başkanı arasında tartışma yaşandı. Mahkeme başkanının bağırması üzerine Yalçındağ, “Kendinize gelin, karşınızda çocuk yok, meslektaşınız var" cevabını verdi. Mahkeme başkanının Yalçındağ'a “Kes sesini. Siz benim meslektaşım değilsiniz” demesi üzerine, Yalçındağ, “Belli oluyor aldığınız hukuk eğimi bunu gösteriyor” cevabını verdi. Bir süre devam eden tartışma avukatların araya girmesi üzerine sona erdi. Mahkeme heyeti OHAL KHK'sini gerekçe göstererek, duruşmada en fazla 3 avukatın savunma yapacağını söyledi.
BARO BAŞKANI ÇEKİLDİ
Avukatların yaptığı itirazın reddedilmesi üzerine Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, müdafilikten çekildi. Demirel'in savunma için tekrar söz istemesi üzerine mahkeme başkanı, “Çağlar hanım inanın ki parti mitinginde bu kadar konuşulmaz. Bir buçuk saat konuştunuz" demesi salonda gülüşmelere neden oldu. Demirel, iddianamede PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili açıklamalarının suçlama konusu yapıldığını belirterek, “Sayın Öcalan İmralı Adası’nda şu an tecrit durumundadır. Kendisinin barışa ve demokrasiye ilişkin düşüncelerini ifade ettiğim için yargılanıyorum" diye belirtti.
POLİSLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ
Demirel'in ardından söz alan Avukat Mehmet Emin Aktar, Meclis iradesinin fezlekelerde yer alan suçlamalar üzerinden dokunulmazlıkları kaldırdığını, ancak savcının hazırladığı iddianamenin ise kendisini meclisten üstün görerek başka bir suçtan dava açtığını söyledi. Savcının yeni bir suçlama milletvekili hakkında dava açamayacağını, bunun için meclisten izin alınması gerektiğini vurgulayan Aktar, bu nedenlerle yargılamanın durdurulmasını istedi. Aktar, mahkemeye yazı gönderen polisler hakkında ise mahkemenin suç duyurusunda bulunmasını istedi.
MECLİS’TEKİ KONUŞMALARI DOSYADA
Avukat Reyhan Yalçındağ ise müvekkilinin SEGBİS üzerinden savunmasının alınmasının adil yargılanma hakkının ihlali olduğunu söyledi. Dava dosyasında vahim olabilecek nitelikte hukuk katliamı yapıldığını ifade eden Yalçındağ, müvekkilinin suçlama konusu olan 11 konuşmasının 10'nun mecliste yaptığı konuşmalar ve verdiği soru önergelerinden oluştuğunu belirtti. Yalçındağ, müvekkilinin bu konularda yaptığı konuşma tutanakları ve verdiği soru önergelerinin tutanaklarını mahkeme heyetine vererek, bunların aynı zamanda meclisten istenilmesini talep etti.
Savunmalarını ardından mahkeme heyeti karar için saat 14.00' e kadar duruşmaya ara verdi.
YASAMA HAKKI ENGELLENMİYORMUŞ
Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, Demirel'in tahliyesi talebine ilişkin, "Uzun tutukluluk durumunun söz konusu olmaması, bu nedenle sanığın meclis çalışmalarından mahrum bırakılma suretiyle yasama faaliyetlerinden alıkonulmamış olması ve dosyada sanık lehine herhangi bir değişiklik bulunmadığı anlaşılmakla tahliye talebinin reddine, tutukluluk halinin devamına" kararı verdi. Avukatların, iddianamede suç unsuru gösterilen konuşmaların, Meclis'te yaptığı konuşmaları dışarda tekrar etme şeklinde olduğu itirazı üzerine mahkeme heyeti, Meclis'ten bu konuşmaların tutanaklarını istedi. Yine mahkeme heyeti, Demirel'in bir sonraki duruşmada mahkemede hazır edilmesi için yakın bir cezaevine sevki talebiyle Adalet Bakanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi. Avukatların istihbari bilgileri mahkemeye gönderen polisler hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan suç duyurusunda bulunulması talebi ise reddedildi.
Duruşma Mayıs ayına ertelendi.