DBP PM üyelerinin davasında tahliye

DİYARBAKIR - Geçtiğimiz yıl Nisan ayında tutuklanan aralarında DBP Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Eşbaşkanı Çimen Işık, DBP eski PM üyelerinin bulunduğu 11’i tutuklu 27 Kürt siyasetçi hakkında açılan davanın ilk duruşmasında DBP eski PM üyesi Olcay Kanlıbaş ile KJA üyesi Suzan Toprak ve Rıdvan Sincar tahliye edildi.

Geçtiğimiz yıl Nisan ayında tutuklanan aralarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Eşbaşkanı Çimen Işık, DBP eski PM üyeleri Pero Dündar, Yusuf Koyuncu, Turan Genç, Olcay Kanlıbaş ve Abdullah Cin ile kapatılan KJA üyesi Zozan Toprak’ın da bulunduğu 11’i tutuklu 27 Kürt siyasetçi hakkında açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. “Örgüt kurma ve yönetme” suçlamasıyla 22,5 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşmasına Diyarbakır’daki cezaevlerinde tutuklu bulunan Çimen Işık, Olcay Kanlıbaş, Pero Dündar ve Turan Genç duruşma salonuna getirilirken, davada tutuksuz yargılanan kimi sanıklar, sanık aile ve avukatları ile HDP ve DBP Diyarbakır il yöneticileri de hazır bulundu.

‘ÖRGÜT DEĞİL PARTİ YÖNETİCİSİYİM’

Duruşmada kimlik tespitinin ardından Çimen Işık’ın ifadesi alındı. Kürtçe yaptığı savunmasında 2014 yılından tutuklandığı güne kadar DBP yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olduğunu belirten Işık, dava dosyasında yer alan tüm iddiaların siyasi parti çalışmaları olduğunu belirtti. Hakkındaki Cesur Yürek ve Rüzgar isimli gizli tanıkların “KCK yöneticisi olduğu ve kandile gidip geldiği” yönündeki ifadelere de cevap veren Işık, “Bugüne kadar siyasi partiler kanuna çerçevesinde yaptığım işler dışında herhangi bir yaptığım olmamıştır. Tanığın söylediğinin aksine KCK yöneticisi değilim, siyasi parti yöneticisiyim” dedi. Işık, “İddia makamı evlenmememi örgüt yöneticiliğine ve kadrosu olmama delil olarak sunmuş. Bana göre özel yaşam sadece evlilik ile ilgili değildir” dedi. Işık, tahliyesini talep etti.

‘DİĞER SİYASİ PARTİLERE SUÇ OLMAYAN DBP’YE SUÇ’

Işık’ın ardından Kürtçe savunma yapan Pero Dündar ise, DBP Genel Merkez yöneticisi olduğunu ve yapmış olduğu bütün parti çalışmalarının illegalize edildiğini belirtti. Diğer siyasi partilerde olduğu gibi DBP’nin de kurduğu meclisler ile mahallelerde çalışma yürüttüğünü belirten Dündar, “AKP, MHP ve CHP’de suç olmayan durumlar bizim çalışmalarımız da suç olmuş. DBP’nin tüzüğünde yer alıyor bu çalışmalar. Eğer mahalle çalışmaları suç olsaydı DBP’nin tüzüğünün kabul edilmemesi gerekirdi” dedi. Telefon ile yaptığı tüm görüşmelerin şifreli görüşme olarak değerlendirildiğini belirten Dündar, “Telefon ile görüştüğüm kişiler ya DBP ya da belediye yöneticileridir. İddianamede beni DBP dışında bütün örgütlerin yöneticisi yapmışlar ama herkes biliyor ki ben DBP yöneticisiyim” dedi. Gizli tanığın kendisi hakkındaki Kandil’e gittiği yönündeki ifadeleri kabul etmeyen Dündar, “Zaten gün gün, dakika dakika takip edilmişim. Kandil’e hangi ara gidip geldim, çok merak ediyorum” dedi.

‘KADIN ÇALIŞMALARIMIZ İLLEGALİZE EDİLİYOR’

2014 yılından tutuklandığı güne kadar DBP Yerel Yönetimler Kadın Komisyonu Üyesi olduğunu belirten Olcay Kanlıbaş ise, 2 yıl boyunca kadın çalışmaları dışında tek bir şey yapmadığını söyledi. DBP’nin kadına bakışının, kadın politikalarının diğer siyasi partilerininkinden farklı olduğunu belirten Kanlıbaş, “106 belediyenin kadın politikalarına yönelik çalışmalarında yer alıyorduk. Ancak tüm çalışmalarımız illegalize edilmiştir” dedi. Ailesi ile yaşadığını ve belli bir adresi olduğunu belirten Kanlıbaş, tahliyesini talep etti.

Kendisinin de DBP’nin yerel yönetimler biriminde çalıştığını belirten Turan Genç de, yaptığı parti çalışmalarının dava dosyasına suç olarak alındığını söyledi.

SEGBİS İLE İFADE VERMEDİLER

Mahkemede bulunan tutuklu sanıkların ardından Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan İbrahim Durmuş, Serdar Tosun, Abdullah Cin, Rıdvan Sincar ve Burak Mak, Manisa F Tipi’nde tutulan Orhan Karaca ile Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Suzan Toprak SEGBİS sistemi ile tek tek mahkeme salonuna bağlandı. Mahkeme salonundan yüz kilometrelerce uzakta bulunduklarını belirten sanıklar, mahkeme huzurunda ifade vermek istediklerini belirtti.

Daha sonra salonda bulunan tutuksuz sanıkların ifadeleri alındı. Duruşma savcısı alınan savunmaların ardından tüm tutuklu sanıkların tutuklu hallerinin devamını istedi.

‘İDDİANEME ZORLAMA DEĞERLENDİRMELER İLE OLUŞTURULMUŞ’

Savcılık mütalaasından sonra savunma yapan avukat Cihan Aydın, dosyanın baştan sona hukuksuz bir şekilde toplanan deliller ile oluşturulduğunu söyledi. İddia makamının sanığın aleyhine olan deliller gibi lehine olan delilleri de toplaması gerektiğini belirten Aydın, “Ama sayın savcı bu olaya hiç girmemiştir” dedi. Müvekkili Çimen Işık’ın eşbaşkan yardımcısı olduğunu hatırlatan Aydın, siyasi çalışmaların tümünün suç kabul edildiğini belirterek, “Polis fezlekesinin olduğu gibi mahkemeye iddianame olarak sunulması hem mahkeme heyetinin hem de avukatların aklıyla alay etmektir” dedi.

İddianamenin neredeyse tamamını oluşturan gizli tanık beyanlarının hukuka aykırı bir şekilde alındığını belirten Çimen Işık ve Olcay Kanlıbaş’ın avukatı Feride Laçin, gizli tanık beyanlarının dava dosyasından çıkarılmasını talep etti. Müvekkilleri için örgüt üyesi ya da yöneticisi olma vasfının oluşmadığını belirten Laçin, iddianamenin zorlama değerlendirmelerle oluşturulduğunu belirterek müvekkillerinin tahliyesini istedi.
İddianamede yer alan eylem etkinliklerin parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) tarafından karar altına alındığını belirten avukat Şıvan Cemil Özer ise, “Aslında burada müvekkillerimiz şahsında DBP ve DBP çalışmaları yargılanmaktadır” dedi.

Salonda bulunan diğer avukatlarının savunma yapmasıyla akşam saatlerine kadar devam eden duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, SEGBİS ile ifadeleri alınamayan tutukluların önümüzdeki celse mahkeme salonunda hazır edilmesine karar verdi. Tutuklu sanıklardan Rıdvan Sincar, Olcay Kanlıbaş ve Suzan Toprak’ın tahliyesine de karar veren heyet, duruşmayı 10 Mayıs tarihine erteledi.