İşte Aslıhan’ı öldüren zanlının mahkeme tutanakları!

VAN - Başkale’nin Kavurgalı Mahallesi’nde yaşayan ve eşi Mehmet Zeki Torun’un sistematik şiddeti sonucu öldürülen Aslıhan Ertaş’ın mahkeme tutanakları ve otopsi raporu ortaya çıktı. Zanlı Torun, ifadesinde cinayeti reddederken, Torun’un kızı Derya Torun’un ifadesiyle her şey ortaya çıktı.

Van’ın Başkale ilçesine bağlı Kavurgalı Mahallesi’nde yaşayan Aslıhan Ertaş (37) evli kaldığı 19 yıl boyunca sistematik şiddet gördüğü imam nikahlı eşi Mehmet Zeki Torun (46) tarafından öldürüldü. 13 Ocak’ta öldürülen Aslıhan Ertaş’ın eşi zanlı Torun’un mahkemede verdiği skandal savunma ve ön otopsi raporunun detaylarına ulaşıldı. Torun verdiği ifadede, eşi Ertaş’ın evin damından tandırın üzerine düştüğünü ve bu şekilde hayatını kaybettiğini ileri sürürken, olay günü yaşananlara şahit olan ve Torun’un resmi nikahlı eşi Şadiye Torun’un kızları Derya Torun (19) ile Rukiye Torun (19) ise babalarının verdiği ifadeyi yalanlayarak yaşananları anlattı. Zanlı Torun, resmi nikahlı eşi Şadiye Torun dışında diğer 2 imam nikahlı eşi olduğunu kabul ederken, Torun’un öldürülen eşi Ertaş’tan önceki imam nikahlı eşinin ise yine Torun’un uyguladığı şiddet sonucu intihara sürüklendiği iddia edildi.

‘BEN ÖLDÜRMEDİM, DAMDAN DÜŞTÜ’

Zanlı Torun’un olaydan 1 gün sonra Başkale Sulh Ceza Hakimliği’ne verdiği ifadede imam nikahlı eşi Ertaş’ı öldürdüğünü kabul etmeyerek, Ertaş’ın evin damından tandırın üzerine düştüğünü ileri sürerek kendini şöyle savundu: “Aslıhan Ertaş benim 3’üncü imam nikahlı eşim olur. Maktul bacaklarında ve karnında şişkinlikler oluyordu. Kendisi şiddet uygulanacak biri değildi. Olay günü ben hayvanların yanına çalışmaya gittim, daha sonra eve geçtim maktul eşim ve iki kızım kahvaltı yaptık. Kahvaltı yaptıktan sonra ben ahırın damına ot kesmeye çıktım. Kızım ve maktul eşim ekmek yapmak için tandırın bulunduğu yere gittiler. Kızım bana seslenerek ‘baba Neslihan anne düştü’ dedi. Kızlarım ve ben Aslıhan’a Neslihan deriz. Tandırın olduğu yere gittiğimde maktul eşimin baygın yerde yattığını gördüm. Kaldırıp kendine getirmeye çalıştım. Eve taşırken o esnada ağzından kan geldi, kanlar benimde üzerime bulaştı. Kıyafetleri çıkardık sobada yaktık. Daha sonra kızım derya ile yıkanması için banyoya taşıdık. Eşim kendi başına banyo yaptı. Daha sonra kızlarım odasına yatırdı. Sonra ben hayvanların yanına gittim. Eve geldikten sonra İstanbul’daki oğlum Feyyaz’ı aradım ve Aslıhan’ın hasta olduğunu söyledim. Doktora götürmek için acil para istedim. Aslıhan’ın kardeşi Hikmet Ertaş’ı da arayıp kız kardeşini doktora götüreceğimi söyledim.”

‘KANI SİLMEK İÇİN KULLANDIĞIM BEZLERİ SOBADA YAKTIM’

Zanlı Torun İstanbul’daki oğlunun eve çağırdığı ambulansı görmediğini iddia ederek, “Oğlum benden habersiz ambulans çağırmış ama ben görmedim geldiğini. Olayla ilgim yoktur ben bu güne kadar onu hiç darp etmedim. Yüzündeki yara darp izleri ekmek tandırının oraya düştüğünden olmuştur. Ambulans geldiğinde ben ambulansı geri göndermedim. Ambulansa askerlerle geldiği zaman gördüm. Aslıhan’ın yüzündeki makyajı kimin sürdüğünü bilmiyorum, kafasındaki kopuk saçlardan bir haberim yok. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum” dedi.

Hakimin zanlı Torun’a Ertaş’ın otopsi raporunda çıkan darp, yara yüzündeki makyajı ve saçındaki boyayı sorması üzerine Torun, “Yüzündeki darp izleri ekmek tandırının oraya düştüğü için olabilir. Yüzündeki fondoten’in ne şekilde yapıldığını bilmiyorum. Olayın şoku nedeniyle ambulans çağırmak aklıma gelmedi” sözleriyle kendini savundu.

‘ANNEMİN YÜZÜNDEKİ YARALARI KAPATMAK İÇİN MAKYAJ YAPTI’

Torun’un kızı Derya Torun ise babasının anlattığı her şeyi yalanlayarak işlenen cinayetin ve yıllardır süren işkenceyi anlattı. Babasının aşırı agresif biri olduğunu belirten kızı Torun, Babasının 12 Ocak günü ahırda Aslıhan Ertaş’ı aşırı derecede darp ettiğini anlatarak, Ertaş’ın yüzünde ve vücudunda oluşan darp izlerini gördüğünü belirtti. Derya Torun, diğer günün sabahında babası Torun’un “Uyan uyan” diye bağırdığını kardeşi ve bu ses üzerine ablası Ruken’le Torun ahıra gittiğini ifade etti. Torun, “Biz babamın yanına vardığımızda annem Aslıhan’ın yüzündeki yaralar belirgin bir şekilde duruyordu. Babam önce ‘bağırmayın ölmedi’ diyerek annemizi yere yatırdı ve kalp masajı yapmaya başladı. Sonra ben kardeşim ve babam Aslıhan’ın odaya götürdük, babam kıyafetlerini çıkardı ve sobada yaktı. Sonra babam ‘gelin bir banyo yapalım annenize belki kendine gelir’ dedi. Babam banyoda annemin yüzündeki izlerin geçmesi için çok fazla kese yaptı, sonra annemin yüzü kanamaya başladı. Annemin vücudunda çok fazla darp izi olduğu için babam fondoten, makyaj malzemelerini kullanarak yaraları kapatmaya çalıştı. Babam annemin saçlarını kuruttuğunda saçlarında çok fazla kopma olduğunu fark etti ve saçlarını boyadı. Daha sonra banyoda saçlarını yıkadık, annem kustu tekrar üzerine değiştirdik ve elbiselerini yine sobada yaktık. Aşırı kanamadan dolayı 3 kez elbiselerini yaktık” şeklinde yaşanan dehşeti aktardı.

‘GELEN AMBULANSI GERİ ÇEVİRDİ’

Derya Torun, babasının daha sonrada Ertaş’a kalp masajı yaparken ağzından çok fazla kan fışkırdığına dikkat çekerek, “Annemin yüzündeki kanlar durmayınca, babam bu seferde unla yaraları kapatmaya çalıştı. Babam annemin durumun kötüye gittiğini anlayınca ağabeyimi aradı, o da hastaneye götür dedi ama babam dinlemedi. Sonra ağabeyimin çağırdığı ambulansı da yarı yolda geri çevirmiş. Sonra babam ağabeyime annemin vefat ettiğini söyledi. Babam bana gidip her şeyi amcama farklı anlatmamı ve cenazeyi kaldırmak için gelmesini söylememi istedi. Babam ambulansın ikinci kez gelmesinden sonra çok tedirginleşti. Saat 12: 00 gibi ahıra gittiğimizde annem hareketsizce duruyordu ölmüştü” ifadelerini kullandı.

Zanlı Torun’un diğer kızı Rukiye Torun ise kardeşi Derya Torun’un verdiği aynı ifadeyi tekrar etti. Ertaş’ın yıllarca babası tarafından işkence edildiğini ve Ertaş’ın babasının darp etmesi sonucu hayatını kaybettiğini ifadesiyle anlattı.

OTOPSİ RAPORUNDA DARP VE YARA İZLERİ

Mahkemeye sunulan otopsi tutanağında, Ertaş’ın yüzünde boynunda çok fazla darp, yara izi buna bağlı şişkinlikler ve morluklar oluştuğu yer belirtilirken, kesin ölüm nedeni ve saatinin kesin belirlenmesi içinde “Sistematik otopsinin” yapılması gerektiği talep edildi.

Torun mahkeme tarafından “Kasten adam öldürmekten” tutuklanarak, Van M Tipi Cezaevine gönderildi.

Nimet Ölmez - dihaber