Kimsesizler mezarlığında numara oldu cenazeleri 2016-12-07 09:19:36 MARDİN - Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan çatışmalarda yaşamlarını yitirenlerden bazıları, savaşın bilinmeyenleri olarak Kimsesizler Mezarlığı'na defnedilirken, bazırlarının cenazesi ise hala morglarda. 7 aydır verdikleri DNA örneklerinin sonuçlarını bekleyen ailelerin tek isteği ise, çocuklarına ait bir mezar taşı. Mardin’in Nusaybin ilçesinde, 134 gün boyunca devam eden yasaklar sırasında, yaşanan çatışmalar sırasında yaşamlarını yitirenlerin kimlikleri aylardır belirlenemedi. Farklı kentlerde adli tıp kurumlarına götürülen cenazelerin kimlikleri teşhis edilemezken, kimsesizler mezarlıklarında birer numaraya dönüştüler. KİMSESİZLER MEZARLIĞINA DEFNEDİLDİLER Yaşamını yitirenler 75 gün süren savaşın ardından devlet tarafından mahallelerden çıkarılarak DNA testleri alınmak üzere hastane morglarına taşındı. 3 gün içinde teşhisi olmayan cenazeler ise alelacele Diyarbakır'da, Mardin'de ve Urfa'da bulunan kimsesizler mezarlıklarına defnedildi. 79 CENAZEDEN SADECE 19'U TEŞHİS EDİLDİ Çatışmaların yaşandığı Fırat, Abdülkadirpaşa, Dicle, Yenişehir, Kışla ve Zeynelabidin mahallelerinden şimdiye kadar 79 cenaze çıkarıldı. Çıkarılan cenazelerden 27'si Urfa'da, 6'sı Diyarbakır'da, 21'i Mardin'de kimsesizler mezarlığına defnedildi. 4 cenaze kemik testi için 7 ay önce gönderildiği İstanbul'da hala bekletilmekte. 2'si ise Mardin'de morgda bekletilirken bunların dışında ise sadece 19 cenaze ailelerin teşhis etmesi sonucu ailelerine verildi. 60 cenaze için ise 70'e yakın ailenin 7 ay önce DNA örneği vermelerine rağmen hala çocuklarının cenazelerine kavuşabilmiş değil. Defalarca Adli Tıp Kurumu'na ve savcılığa başvuru yapan ailelerin cenazelerini teşhis etmemekte ısrar edilirken aileler ise her gün deyim yerindeyse işkence yaşıyor. TEK İSTEKLERİ BİR MEZAR TAŞI Tek istekleri acılarını yaşayabilecek bir mezar taşı olan aileler çocuklarının cenazelerini istiyor. Hangi mezarın kendi çocuklarına ait olduğunu bilmeyen aileler kimsesizler mezarlığını arada ziyaret edip her mezar taşında acılarını yaşıyor. Adları olmayan mezar taşlarında ise sadece hangi ilçeden çıkarıldığının belli olması için "NS" harfleri ve belli bir numara konulmuş durumda. 'ÇOCUĞUMUZUN CENAZESİNİ İSTİYORUZ' Binbir emekle ve zorlukla büyüttüğü çocuğu Nusaybin'de özyönetim alanına katılmıştı Leyla Değer'in. Sürecin başından beri içerisinde yer alan Abdulselam Değer (Kendal Qoser) mahallelerde sonuna kadar direnmiş ve son olarak yaşanan çatışmalarda yaşamını yitirmişti. Oğlunun yaşamını yitirdiğini duyduğunda yıkıldığını belirten anne Değer, hemen cenazeyi almak için girişimlerde bulunduklarını ancak 7 aydır beklediklerini söyledi. Değer, "O kadar büyük acılar yaşıyoruz ki artık sindiremiyoruz. Gözümüzden sakındığımız çocuğumuz yaşamını yitirdi ancak acısını yaşayabileceğimiz bir mezar taşı dahi yok. Bu insani olarak bizim hakkımızdır. Cenazelerimizden, mezarlarımızdan dahi korkuyorlar. Biz çocuğumuzun cenazesini istiyoruz. Gidip o mezarda acımızı yaşamak istiyoruz" dedi.