Sazın sesi telinden değil usta ellerinden gelir 2017-02-16 09:03:02 ADIYAMAN - Adıyaman’ın son saz ustası ve çırağı, makineleşmeden dertli. 60 yıl saz ustalığı yapan Mehmet Ali Süngü, “altın değerindeki” mesleği çırağı Abuzer Polat Demir’e devretmenin mutluluğunu yaşıyor. Süngü, “Bu meslekte kullanılan ağaç ne olursa olsun, başta işçilik ve ustalık önemlidir” diyerek saza sesi verenin alın teri olduğunu dile getirdi. Adıyaman’ın köylerinde özenle seçilen değişik ağaç türlerinden yapılan sazlar, usta sanatçıların elinde Anadolu'nun vazgeçilmez tınısına dönüşüyor. Alevi deyişlerinin de ayrılmaz parçası olan saz ustası Mehmet Ali Süngü (80), mesleğini devrettiği çırağı Abuzer Polat Demir’le (50) birlikte kah anılarına kah mesleğin sırlarını paylaşmaya devam ediyor. 60 yılık birikimini 25 yıldır çırağına aktardığını belirten Süngü, çırağının ürettiği sazların son kontrolünü yaparcasına kendi sevdasını dillendiriyor. EN İYİ TINI DUT Saz yapımında kullanılacak olan uygun ağaçları bulmak için köy köy gezdiklerini belirten 4 çocuk babası Demir, sazların dut, kestane, gürgen, kiraz, kelebek, kaysı gibi ağaçlardan yapılabildiğini, ancak bunlar arasında en güzel ve en uygun ağacın dut ağacı olduğunu söyledi. Saz yapımında duttan sonra ardıç ağacının önemli olduğunu dile getiren Demir, “Biz genellikle dut ağacından yapıyoruz. Oyma, genellikle dut, kestane, gürgenden yapılıyor. Onun dışında yaprak dediğimiz çıtadan yapıyoruz. Yapılan sazın ağacına göre sesi değişiyor. Tabi ki dut ağacından yapılan sazın sesi daha tatlı ve kulağa hoş gelir” dedi. BEKLEDİKÇE GÜZEL SES ÇIKARIYOR Yapılan sazların ağaçlarının ince ve kalın olmasının yapımını etkilediğini vurgulayan Demir, İnce olanından yaprak çıta saz, kalın olanından ise oyma saz yaptıklarını ifade etti. Yaprak çıta sazlara göre oyma sazların daha kaliteli ve güzel olduğunu dile getiren Demir, sazların yapım aşamasını şöyle anlattı: “Getirdiğimiz ağaçların içini oyarak sazın teknesini yapıyoruz. Tabii oyma el emeği ile yapıldığından yoğun emek isteyen bir iştir. İçini oyduktan sonra en az 5 ya da 6 ay bekletiyoruz. Yeterince bekledikten sonra diğer işlemlere geçiyoruz. Sapını ve diğer malzemelerini yapıyoruz. Tekneyi sazın sesinin daha iyi çıkması için bekletiyoruz. Anlayacağınız ne kadar beklese sazın kalitesi ve sesi o kadar güzel ve hoş çıkar. Özellikle oyma dut dediğimiz sazın tadını hiçbir şey vermez. Bu sazın sesi çaldıkça gelişir ve güzelleşir.” SESİNİ DİNLEMEDEN FİYAT BİÇMİYOR Piyasada fabrikasyon ucuz ve kalitesiz sazlardan kaynaklı el emeğinin karşılığını alamadıklarını ve rağbet görememekten dert yanan Demir, şunları dile getirdi: “Hazır sazların piyasada ucuz satılmasından kaynaklı elimizdeki ürünleri pazarlama konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Anlayacağınız bu durumdan kaynaklı el emeği karşılık bulmuyor. Hazır sazlar el işi ile yapılan sazlar gibi kaliteli olamaz. Adamlar 'ben para kazanayım nasıl olursa olsun' hesabıyla saz üretip satıyorlar. Bizde öyle bir durum söz konusu değildir. Bizim amacımız kalitelisini üretmektir. İnsanlar sanat ile uğraşacak ise eline kaliteli saz alsın derdindeyiz. Sipariş üzerine istenilen özellikte saz üretiyoruz. Sazın daha kaliteli, daha doyurucu ve tok bir ses çıkartması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Yeni nesil gençler gitar ve keman gibi başka müzik aletlerine yöneliyor. Buda işlerimizi olumsuz etkiliyor.” Usta olarak yaptığı sazın 1 ya da 2 hafta beklettirdikten sonra sesini dinleyip öyle fiyat biçtiğini ifade eden Demir, yaptığı sazların fiyatının ortalama 200 TL ile 4 bin TL arasında değiştiğini söyledi. DEDE SAZI Yaptıkları “dede” türü, bağlama, uzun sap sazların Adıyaman’ın dışında Malatya, Antep, Diyarbakır, Urfa, Antalya gibi yörelerde ve Almanya, Fransa gibi ülkelerde alıcı bulduğunu sözlerine ekleyen Demir, eskiden saz çalanlar "dede sazı" dediğimiz ya da "balta saz" olarak bilinen sazları yapar ve çalarlardı. Bu dede sazları 12 perdeden yapılıyor. Sonradan bu meslek biraz daha gelişti. Yaprak ve oyma büyük tekne sazlar yapmaya başladık. Günümüzde daha çok büyük tekne bağlama türü sazlar tercih edilse de dede türü sazın meraklıları halen vardır” diye konuştu. ALTINDAN DEĞERLİ Demir’in ustası 7 Çocuk babası Süngü ise, saza olan merakı ve aşkı sonucu hiçbir ustadan eğitim almadan öğrendiğini kaydetti. Demir’in mesleğini devam ettirmesinin kendisini mutlu ettiğinin altını çizen usta Süngü, şunları söyledi: “Eskiden 12 perde curra (dede sazı) hem yapıyordum, hem de çalıyordum. Eskiden yaptığımız sazlar tamamıyla el işiydi. Şu an türlü türlü makineler çıkmış. Zımpara dahi bulamıyorduk. Elime keseri alıp güç buldukça çalışıyordum. Ben Oyma saz yapıyordum. Dolayısıyla bana göre saz ne kadar ince oyulursa o kadar temiz ve güzel olur. Bu meslekte kullanılan ağaç ne olursa olsun, başta işçilik ve ustalık önemlidir. Ağaç konusunda da en güzel olanı 150 ya da 200 yaşındaki yaşlı bir dut ağacının kökünden yapılan bir sazdır. Çok kıymetli bir saz olur. Onu bulursan altından dahi daha değerlidir.”