MUĞLA - Yatağan’da bulunan Türkiye’nin 5’inci büyük termik santrali adeta ölüm saçıyor. Son 2 yılda akciğer kanserinden 20 kişi yaşamını yitirirken, köy sakinleri “Boğazımız yanıyor geceleri artık uyuyamıyoruz” diyor.
Muğla’nın Yatağan ilçesinde bulunan Türkiye’nin 5’inci büyük termik santrali adeta ölüm saçıyor. 20 Kasım 1982 yılında faaliyete geçen ve 630 MW kurulu güce sahip santral, 2014 yılında özelleştirilerek Bereket Enerji firmasına devredildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), kapatma kararına rağmen Yatağan Termik Santrali’nin işletilmesine izin veren Türkiye’yi, Temmuz 2005’te 10 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm etmişti. Tüm bunlara rağmen çözüm üretilmezken, halkın sağlığını bozan bu işletme hakkında bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmadı. Bölge halkı ise santralden çıkan gazın ölüm saçtığını, santralin çevresinde bulunan Bereketli ve Turgutlar köyünde yaşayan herkeste kanser ve solunum yolu hastalıkları görüldüğü belirtiliyor.
‘ÖLÜMLERİN TEK NEDENİ SANTRAL’
Son 2 yılda 20 kişinin akciğer kanserinden dolayı yaşamını yitirdiği bölgede, son 2 ayda da Turgutlar köyünde bulunan sigara ve alkol tüketmeyen Selma Aktaş, Osman Kocakır ve Osman Binnazoğlu’nun akciğer kanserinden dolayı yaşamını yitirdi. Bölge sakinlerinin bir diğer iddiası ise, santralden kaynaklı çocukların yüzde 95’inin kanındaki kurşun oranının normalin üstünde olması. Santralden dolayı Bağcılar köyüne ait 200 dönüm tarım arazisi ve 70 dönüm zeytinlik yok edilirken, Turgutlar köyünde 200 dönümde bulunan yaklaşık 50 bin zeytin ağacının ise kömür ocaklarından dolayı yok olacağı belirtiliyor.
‘BOĞAZIMIZ YANIYOR, NEFES ALAMIYORUZ’
Turgutlar köyünden Tayibe Demirel, Yatağan Termik Santrali’nin yaydığı gazdan kaynaklı kendisinin de solunum yolu hastalıklarının başladığını söyledi. Kanser vakalarının çoğaldığına dikkat çeken Demirel, şunları söyledi: “Santralin dumanından dolayı nefes alamıyoruz. Boğazımız yanıyor geceleri artık uyuyamıyoruz. Denetim hiçbir şekilde yapılmıyor kirli havanın içerisinde yaşamak zorunda bırakıldık. Köyümüzde sadece biz ve tarım alanları yok edilmiyor. Köyümüzde bulunan Lagina Antik Kenti, Osman Hamdi'nin Evi ve 750 yıllık İlyas Bey Cami’de termik santralden kaynaklı yok olmakla yüz yüze.”
‘EKTİĞİMİZ HER ŞEY BİR GECEDE YANDI’
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın “Köylerinizi terk etmeyin” sözlerini hatırlatan Demirel, “Bizim köyleri kendileri kazıyor, kömür bahanesi ile yok ediyorlar. Biz köyümüzden ayrılmak istemiyoruz” dedi. Termik santralden kaynaklı tarım alanlarında verimin baya düştüğünü, zeytinliklerinden artık zeytin alamadıklarını dile getiren Demirel, “Ektiğimiz tüm ürünler santralin dumanından kaynaklı gelişmiyor. Ektiğimiz domates ve börülceler bir gece içerisinde ateş yanığı gibi yandı geçti. Bu santral her şeye zarar veriyor” diye konuştu.
‘MÜCADELE EDECEĞİZ’
Santral yetkililerinin “Biz yer altı zenginliklerinizi aldık. Biz onları kazmak zorundayız” diyerek Turgutlar köyünü kamulaştırmaya çalıştığını ifade eden Demirel, köylerinin Bağcılar köyü gibi yok olmasını istemediğini söyledi. “Üzerimize nükleer bombası atıp patlatsalar daha iyi” diyerek yaşadığı acıyı tarif eden Demirel, şöyle devam etti: “Canlı canlı bizi öldürüyorlar. Salâ dinlemekten canlarımız doydu. Doğayı talan edip yaşam alanlarımızı elimizden almak istiyorlar. Bizler yaşam alanlarımız için mücadele edeceğiz. Yetkililerin biran önce bu işi durdurmasını istiyoruz.”
‘ORMANLIK ALANLAR KURUDU’
Termik santralden kaynaklı boşaltılan Bağcılar köyünden olan Mesut Dönmez adlı yurttaş ise, devletin köylerini kamulaştırdığından kaynaklı köylerini boşaltmak zorunda kaldıklarını söyledi. Santralden dolayı bir köyün komple dağıldığını, sadece cenazelerde artık bir araya gelebildiklerini üzülerek dile getiren Dönmez, “Köyümüz çok güzeldi ama artık köyümüz yok oldu. Dağlarda ki ormanlık alanlar santralden kaynaklı kurudu. Ağaçlarda ki çiçekler dumandan kaynaklı sürekli dökülüyor. Kamulaştırılan köyümüzde çoğu insan yerlerinin hak ettiği değerini de alamadı. Santral özelleştirildikten sonra bacalardan çıkan zehirli gazlar daha da kötüleşti” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
DOKTOR VE ECZANE YURTTAŞLARI DOĞRULADI
Baskılardan dolayı ismini vermek istemeyen köy doktorunun verdiği bilgiler ise, yurttaşların iddialarını doğruluyor. Çocuklarda astım hastalığının, yetişkinlerde ise kanser vakalarının son süreçte sürekli artış gösterdiğini belirten doktor, “Sigara, alkol kullanmayan insanlar bu köyde akciğer kanserinden ölüyor. Köyde radyasyon ve hava kirliliği ölçümü de yapılmıyor. Günde 50 hasta bakıyoruz bunun 30’u solumun yolu ile ilgili hastalıklar” dedi.
Köyde bulunan Turgutlar Eczanesi ise, son aylarda eczanede en çok sattıkları ilaçların solunum hastalıkları ile ilgili olduğunu söylemesi Yatağan Termik Santralin saçtığı ölüm tehlikesini gözler önüne seriyor.
Gökhan Öner - dihaber