KOCAELİ - "Barış için Akademisyenler" imzacısı oldukları için KHK ile Kocaeli Üniversitesi'nden (KOÜ) ihraç edilen akademisyenler, "Farklılıklarımızla bir arada olmak için 'Hayır' demeliyiz" dedi.
1 Eylül 2016'da yayınlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile akademiden ihraç edilen ve tamamı "Barış için Akademisyenler" imzacısı olan Kocaeli Üniversitesi akademisyenleri, yaklaşan referandumda neden "Hayır" diyeceklerini dihaber'e anlattı.
'REFERANDUM PAKETİ İDDİA ETTİĞİ HİÇBİR ŞEYİ GETİRMİYOR'
İhraç edilen akademisyenlerden Hülya Kendir, "Referandum paketi iddia edildiği gibi hiçbir şeyi getirmiyor. Daha fazla demokrasi, daha fazla halkın iradesi daha fazla halkın tercihinin gerçekleşmesi gibi bir durum söz konusu değil" dedi.
Yıllarca Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okuduğunu ve öğrettiğini aktaran Kendir, değişiklikle tüm gücün tek bir kişinin elinde yoğunlaştırıldığına dikkat çekti.
Kendir, "Daha fazla demokrasi için daha fazla eşitlik için, emeğin, kadınların, farklı toplumsal kesimlerin korunması için 'Hayır'. Türkiye'de artıları ve eksileri ile yürüyen parlamenter rejimin demokrasiye olabilen katkılarını kaybetmemek için 'Hayır" diye konuştu.
'YARATILAN CEHENNEMİ KALICILAŞTIRMAK İSTİYORLAR'
İhraç edilen bir diğer akademisyen Aynur Özuğurlu, "Tek adamlık tek seslilik getirdiği için, bugüne kadar yaptıkları daha sonra yapacaklarının garantisi olduğu için referandumda 'Hayır' diyorum" şeklinde konuştu.
Ülkede kadınlar, akademi, farklı inançlara sahip ya da hiç inanmayan insanlar için bir cehennem yaratıldığını anlatan Özuğurlu, "Yaratılan cehennemi böylece kalıcılaştırmak istiyorlar. Hem bir kadın olarak hem de bir akademisyen olarak 'Hayır' diyeceğim. Bir kadın olarak kendi bedenlerimize sahip çıkmayı savunmak için laikliği savunmak için 'Hayır' dememiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
TOPLUMSAL AYRIŞMA VE KUTUPLAŞMA UYARISI
Güven Bakırezer ise referandum sürecinin Türkiye siyasetine önemli bir yenilik getirdiğini düşünenlerden. Bakırezer, "Hayır' cephesinde toplumun her siyasal kesiminden insan var. Referandum süreci şu 15 yıllık süreçte görülmemiş bir dille sürdürülüyor. Bundan sonra farklı siyasi görüşlere sahip insanların bir arada bulunması bir kusur olarak görülmeyecek. Bu demokratik kültüre önemli bir katkı sağlayacak. Aslında demokrasi ile bağlantısı az addedilen MHP'nin tabanı bile 'demokrasi' söylemlerinin gerçekliğine inanmıyor. Bu muazzam bir şey. Referandum farklılıkların bir arada olabileceğine dair önemli bir miras sunuyor. Bir 'Hayır' bildirisi dağıtılıyor, ama altında imza yok. Bu, önemli bir kazanımdır" dedi.
Anayasa değişikliği ile beraber tüm gücün tek bir noktada toplanmasının sakıncalarına dikkat çeken Bakırezer, demokraside güçler ayrılığının bir zaaf olmadığını, aksine güç göstergesi olduğuna ve tüm gücü elinde bulunduran kişinin vereceği kararların toplumsal ayrışmayı ve kutuplaşmayı beraberinde getireceği uyarısında bulundu.
Neden ''Hayır" diyeceğini ise Bakırezer, "Toplumsal barış için 'Hayır' dememiz lazım. Farklılıklarımızla bir arada olmak için 'Hayır' demeliyiz" şeklinde konuştu.
'GÖNÜL RAHATLIĞIYLA 'HAYIR' DİYECEĞİM'
Referandum sürecinin kafa karışıklığı, göz bağlama örneklerini sunduğunu anlatan Yücel Demirer de, "Gönül rahatlığıyla 'Hayır' diyeceğim" dedi.
Referandum sürecinin şeffaf yürütülmediğine, toplumdan bilgi saklandığına dikkat çeken Demirer, "Türkiye daha iyi hazırlanmış bir anayasa metnini hak ediyor. Hazırlanan metnin Türkiye'nin hiçbir sorununa çözüm getirmeyeceğini düşünüyorum" diye konuştu.
Referandumda neden ''Hayır'' diyeceğine de değinen Demirer, "Barışı özlediğimiz için bu kararı veriyorum. Türkiye halklarının beraber yaşayabilmesi için daha ferah bir ortamda anayasa hazırlanması gerektiğini düşünüyorum" ifadesinde bulundu.
Demirer, değişiklik projesi olarak ortaya konulan paketin hiçbir standarda ve hiçbir norma uymadığını, anayasa hukuku ve tutarlılık açısından "yerlerde süründüğünü" sözlerine ekledi.