5 kişilik ailenin günlük kazancı 9 TL

DENİZLİ - Açlık sınırının bin 480 TL olduğu Türkiye’de, 57 yaşındaki kalp hastası Mustafa Saat, çöplere atılan bağ direklerini balyozla kırarak içinden çıkardığı demirlerle 5 kişilik ailesini geçindirmeye çalışıyor.

Türkiye’de 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması (açlık sınırı) bin 480 TL. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 4 bin 823 TL’dir. Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz ve işsizlik nedeniyle binlerce aile açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmekte. Bunlardan biri ise Denizli’nin Buldan ilçesine bağlı Yenicekent beldesinde çöplere atılan bağ direklerini balyozlarla kırarak içinden çıkardığı demirlerle geçimini sağlamaya çalışan 57 yaşındaki kalp hastası Mustafa Saat. Yenicekent’te 2 gözlü derme çatma bir evde yaşamaya çalışan Saat ailesi, “Çok rezil bir durumdayız. Sadece kuru ekmekle yetiniyoruz” diyor.
GÜNLÜK KAZANCI 9 TL

Her sabah eline balyozunu alarak eski bağ direklerinin atıldığı çöplük alanlara giderek kırdığı direklerden çıkardığı demir tellerle geçimini sağlamaya çalıştığını aktaran Saat, “Bir günde 20 ila 30 kilogram arası hurda topluyorum. Bir günlük taş çatlasın kazancım 9 TL oluyor. Bunu aylık olarak hesapladığımda ise 270 TL gibi bir fiyat oluyor” dedi. Çöplerden hurda toplarken 2 kez kalp krizi geçirdiğini belirten Saat, açlıktan ölmemek için hurda topladığı çöplerde bir gün kalp krizi geçirerek kimsenin haberi olmadan öleceğinin korkusunu yaşadığını söyledi.

‘ÇOCUKLARIMIN EĞİTİM HAYATI MAF OLDU!’

“Kuru ekmekle idare ediyoruz. Sadece kuru ekmekle yarı aç yarı tok şekilde yaşıyoruz” diyerek yaşadıkları açlığı anlatan Saat, “3 çocuğum okuyor. Oğlumun birini param olmadığından dolayı üniversiteye yollayamadım. Diğer oğlum ise eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Şu an ilkokula giden bir kızım kaldı onun da okulunu bırakmaması için çöplerde her gün dolaşarak evime para götürmeye çalışıyorum. Çocuklarımın eğitim hayatı mahvoldu daha da perişan olmamaları için benim bu hasta halimle bu ağır balyoz ile her gün yaz kış demeden çalışmam gerekiyor. Balyozu kaldıracak halim bazen hiç kalmıyor; ama üç beş kuruş ekmek parası kazanmak için kendimi her gün zorluyorum” diye konuştu.

‘DİLENMEKTEN DAHA İYİDİR’

Sürekli çöpte demir toplamasının birçok zorlu yanının olduğunu belirten Saat, çöplerde bulunan mikroplardan kaynaklı solunum yolu hastalıklarının başladığını belirtti. Sosyal güvencesinin bulunmadığından kaynaklı tedavi dahi olamadığını dile getiren Saat, “Çektiğim bel ağrısının şiddetini size nasıl tarif edeceğim bilmiyorum. Ailem için katlanmalıyım. Dilenmekten daha iyidir. Aileme helal lokma götürüyorum onları düşündüğümde tüm ağrılarımı unutuyorum. Onlar için mecburum” diyerek balyozunu bağ direklerine sallamaya devam ediyor.

‘ESİRDEN DAHA KÖTÜ MUAMELE GÖRÜYORUZ’

Denizli’de kışların sert geçtiğini fakat ekonomik imkanlarının olmadığından kaynaklı kömür dahi alamadıklarını vurgulayan Saat, iki gözlü evlerini ısıtabilmek için çöplerden ağaç dalları topladığını söyledi. Elektrik ve su faturaları nasıl ödeyeceklerini her ay kara kara düşündüklerine dikkat çeken Saat, “Çok rezil bir durumdayız. Devlet de hiç yardımda bulunmuyor. Buldan’da yetkili kurumlara gittiğimde ise yardımcı olmak yerine esirden daha kötü muamele ediyorlar, kovalıyorlar, bağırıp hakaret ediyorlar” dedi. Yerel yönetimlerinin halkı bilinçlendirmek yerine halktan kopuk bir şekilde yaşadığını aktaran Saat, yetkililere şu sözlerle çağrıda bulunarak, “Benim gibi çok işsiz insan var. Bize sadece iş kurmamızda yardımcı olun kendi paramızı kendimiz kazanalım. İş yerlerimizde üretimi sağlayarak topluma bir faydamız olsun” dedi.