İSTANBUL - Polislerin kullandığı akrep tipi zırhlı araçların çarpması sonucu yaşanan ölümlerin "kaza değil cinayet" olduğunu belirten İHD İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, suç işleyenler cezasız kaldığı sürece bu tür olayların yaşanacağını söyledi.

Kürt illerinde zırhlı araçların çarpmasından kayaklı ölümlü vakalarda artış yaşanırken, bu tür ölümlerin kaza değil cinayet olduğunu ifade eden İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Avukat Gülseren Yoleri, 1 Ağustos’ta Okmeydanı’nda 8 yaşındaki Raşid Oso adındaki Kobanêli çocuğun akrep altında kalarak ölmesine ilişkin konuştu.

‘CEYLAN ÖNKOL’U HALA UNUTMADIK’

Çocuk hakları sözleşmesinin tarif edilmiş olduğu tüm hakların neredeyse ihlal edildiğine tanıklık etiklerini belirten Yoleri, “Bu ölüm olayları sadece çatışma sırasında vurulmak biçiminde gerçekleşmiyor. Annesinin kucağındaki, karnındaki çocuklar, bahçesinde oynarken vurulan çocuklar gibi birçok örnek var” hatırlatmasında bulundu. Yoleri, Kürt illerinde sıkça görülen olayların artık İstanbul gibi batı kentlerine de yayıldığını söyledi.

‘AMAÇ CESARETİ KIRMAK’

Bölgede “güvenlik sorunu” gerekçesiyle akrep tipi zırhlı araçların dolaştığına dikkat çeken Yoleri, “Aynı zırhlı araçların İstanbul’da hiç olay olmayan alanlarda olduğuna da tanıklık ettik. Bu son aylarda özellikle bunu çok sık olarak görüyoruz” diye belirtti. Zırhlı araçların İstanbul’un belli bölgelerinde dolaşmasına ilişkin “Korkuyu yerleştirmek istiyorlar” diyen Yoleri, “Bu zırhlı araçların bölgede nasıl can aldığın, nasıl insanlara işkenceye varan müdahalelerde kullandığını herkes biliyor. O araçları buralarda dolaştırarak, o korkuyu burada da yerleştirmek istiyorlar” dedi. İstanbul’un Okmeydanı, Sultangazi, Sarıgazi gibi ilçelerinde toplumsal olayların daha yoğun yaşandığını hatırlatan Yoleri, şöyle dedi: “Bu alanlarda devlettin özellikle hak ihlalleri yarattığı uygulamalarına karşı yoğun tepkileri söz konusudur. Buralarda insanlar belli bir cesaret, bir örgütlülük içerisinde davranabiliyorlar. Dolayısı ile o bölgelerde bu araçların dolaşıyor olmasının o bölgedeki insanların cesaretini kırmak, korkutmak, sindirmek üzerinden bir işlevi var.”

‘SUÇ İŞLEYENLER CEZASIZ KALIYOR’

“Bu bir cinayet” diyen Yoleri, “Nasıl ki iş cinayetleri, trafik kazaları var, buda aslında devlet güçleri işlediği cinayetlerin bir başka çeşididir” dedi. Soruşturmaların etkin yürütülmediğini de ifade eden Yoleri, “Bunu bölgeden de biliyoruz. Suçu işleyen cezalandırılmıyor. Orada bir çocuk ölüyor ve bu sanki bir güvenlik problemi gibi yansıtılıyor. Dolayısı ile suç işleyenler suçlular korunuyor. Bu genel politikanın bir parçası ama batıda da artık yaşanmaya başlanmış olması bizim hep altını çizdiğimiz bir yerde bir sorun var ise o sorun mutlaka başka bir yere sirayet edecektir ifadesini doğruluyor” diye konuştu.

‘TÜRKİYENİN HİÇ BİR YERİNDE GÜVENLİ BÖLGE KALMADI’

Yoleri, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dün zırhlı araçlarla evlerin içerisine girerek çocukların ölümüne, yolda yürüyen gençlerin ölümüne, sebep olanlar, bugün İstanbul’da da aynı şeyi gerçekleştiriyorlar. Çünkü orada onların bu yaptıkları suç, meşru kabul ediliyor ve onlar soruşturulmuyor. Dolayısı ile oradan güç alarak, çok rahatlıkla o zırhlı aracın içerisinde istediği gibi hareket edebiliyor. Bu tehlikeli bir gidişattır. Buda Türkiye’deki hiçbir yerde güvenli bölge kalmadığını gösteriyor.”

‘AKREPLERİN DOLAŞMASINA İZİN VERMEMEK GEREKİR’

Akreplerin sokak ve mahalle arasında dolaştırılmaması gerektiğine dikkat çeken Yoleri, şunları ifade etti: “Esasında o araçların o bölgeye hiç sokulmaması gerekir. Çünkü orada herhangi bir olay yok. Herhangi bir olaya müdahale söz konusu değil. Sadece oradaki halka biz buradayız ve bizden korkun dedirtmek için dolaştıklarını biliyoruz. Bunu Cizre’de, Şırnak’ta da gördük. Gecenin geç saatlerinde ara sokaklarda herhangi bir olay ya da güvenlik sorunu olmayan yerlerde de gördük. Üstelik insanları uykularından uyandıracak kadar yüksek ses çıkarttıklarını gördük. Dolayısı ile bu maalesef orada yaşanıyor ve oradan da buraya. Akreplerin sokak aralarında mahalle içerisinde nedensiz dolaşmasına izin vermemek gerekir. Yaşadığımız bölgelerde bu tür şeyler ile karşılaştığımız zaman direk olarak bunu engellenmesi için girişimlerde bunmamız gerekir.”

Yoleri, konuya ilişkin siyasi parti, dernek ve sivil toplumun duyarlı olması gerektiğini dile getirdi.

Sadiye Eser - dihaber