Sular altında kalacak tarihi köprüyü restore ediyorlar!

BATMAN - Yapımı devam eden Ilısu Barajı ile tamamen sular altında kalacak olan Hasankeyf’te 2 bin 500 yıllık köprü restore ediliyor. Sular altında kalmasının gözden çıkarıldığı tarihi bir yapının restore edilmesindeki mantığı anlamadıklarını belirten ekolojistler, baraj projesinin derhal durdurulmasını istiyor.

Batman’ın tarihi ilçesi Hasankeyf’te en değerli eserlerden biri olan 2 bin 500 yıllık Artuklu Köprüsü, Dilce Nehri üzerinde kurulacak Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak. Ancak buna rağmen 2014 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri köprüyü restore etme kararı aldı. İki yıla yakındır köprüyü onarma çalışması daha bitmedi. Bir taraftan tüm Hasankeyf sulara gömülürken, diğer yandan tarihi eserlerin tamir edilmesi dikkat çekiyor.

‘KÖPRÜ RESTORASYONUYLA SORUN ÇÖZÜLMEZ’

Restorasyonu yapılan köprünün ayaklarıyla ilgili bilgi veren Hasankeyf Yaşatma Girişimi üyesi Veysi Ayhan, “koruma” adı altında köprünün ayakları onarma çalışmasının orijinal haliyle yapılmadığını belirterek, eski köprünün yapısına uygun olmayan bir restorasyon çalışması yürütüldüğünü söyledi. Köprünün 2 ayağındaki restorasyonun bittiğini, diğer ayaktaki çalışmaların ise sürdüğünü aktaran Ayhan, Hasankeyf’teki tarihin bir iki tarihi yerin restorasyonu veya türbenin taşınmasıyla çözülemeyeceğinin altını çizerek, “Ya Ilısu Barajı projesi tamamıyla durdurulup iptal edilmesi gerekiyor ya da bu onarımlar daha köklü ve araştırmalarla yapılmalıdır. Hasankeyf’in sular altında kalacağına inanmıyoruz. Turizme açılacak bir Hasankeyf, barajın enerji üretiminden kat be kat daha büyük bir kazanım olacaktır. Bir an önce Hasankeyf’in turizme açılması lazım. Baraj sular tutulursa 12 bin yılık tarih, insanlık ve ekoloji de yok edilecek” dedi.

‘ONARIMLA TARİH KATLEDİLİYOR’

Hasankeyf’te yapılan restorasyon çalışmalarına ilişkin değerlendirme yapan Ekolojist Sergen Sucu ise devletin kendi sermayesini güçlendirebilmek için doğasını ve kültürünü katledeceği alanda bile ihale oluşturduğunu söyledi. Bölgenin su altında kalacağına işaret eden Sucu, “Bir barajın en uzun ömrü 50 yıldır. 50 yıllık küçük bir enerji üretimi için bu kültürel miras devlet tarafından gözden çıkarılıp, Mezopotamya’da kültürel bir soykırım hedefleniyor. Bu 50 yıllık enerji üretiminin ardından o bölge balçık olacak. 50 yılın ardından kültürel miras yok edildiği gibi bu alanda hiçbir faaliyet de yürütülemeyecek” ifadelerini kullandı.

Bilal Güldem - dihaber