DİYARBAKIR - HDP’li vekillerin usülsüzce ve görevden ihraç edilen hakimlerin kararıyla dinlenmesinin hukuk skandalı olduğunu vurgulayan Avukat Reyhan Yalçındağ, “Dinlemelere dair suçüstü hali değilse, ki bu kapsamda olmadığı açık ve net bir şekilde ortada. Bugün karşımıza çıkan onbinlerce sayfa iddianamelerin tamamı yasal değil" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan hakkında 103 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, 14 Temmuz 2011’de kapanan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır il binasında düzenlenen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’na katılan milletvekillerinin yaptığı konuşmaların polis tarafından dinlenerek kayıt altına alındığının ortaya çıkması tartışmalara neden oldu. İddianamede yer alan ortam dinlemesi kayıtlarında dönemin BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dönemin DTK eşbaşkanları Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk, Altan Tan, Halil Aksoy, Hüsamettin Zenderlioğlu, Nursel Aydoğan ve Sebahat Tuncel yer alırken, yasama dokunulmazlıkları olan milletvekillerinin yaptığı konuşmaların hangi yasal gerekçeye dayandırılarak kayıt alındığı konusunda iddianamede bilgi yer almaması dikkat çekti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının DTK’ye yönelik yürüttüğü soruşturmada kapsamında DTK’nin 2010-2013 yılları arasında yürüttüğü faaliyetler yaptığı toplantılar hakkında yüzlerce defa teknik ve fizik takip kararı alındı.
KARARI VEREN HAKİMLER İHRAÇ EDİLDİ!
Bu soruşturma kapsamında teknik takibe katılan milletvekillerinin yaptığı konuşmalar da usulsüz ve yasaya aykırı bir şekilde dinlenip kayıt altına alınması kararlarında imzası olan dönemin Özel Yetkili Mahkeme (ÖYM) hâkimleri Suna Yeşilküçük, Ahmet Yıldızeli ve Mahmut Köse, Gülen Hareketi ile ilişkisi olduğu gerekçesi ile HSYK tarafından meslekten ihraç edildi. Bu hakimlerin verdiği dinleme kararlarıyla elde edilen “deliller” nedeni ile DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Seydi Fırat, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Gültan Kışanak KJA Sözcüsü Ayla Akad Ata, HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Nursel Aydoğan ve çok sayıda Kürt siyasetçi, DTK soruşturması nedeniyle tutuklu. Milletvekillerinin dinlenmesini değerlendiren avukatları, Anayasa’nın 83. Maddesi’ne işaret ederek, söz konusu hukuksuzluğu değerlendirdi.
‘İLK KEZ KARŞILAŞMIYORUZ’
Milletvekillerinin avukatlarından Reyhan Yalçındağ, milletvekillerinin yasa dışı dinlenmeler ile ilk kez karşılaşmadıklarını dile getirerek, 2009 “KCK” adı altında gerçekleştirilen operasyonlarda hukukçular olarak yine benzer durum ile karşılaştıklarını söyledi. KCK davasında benzer şekilde sayısız işlem gerçekleştirildiğini dile getiren Yalçındağ, hukuksuzluğun duruşma tutanaklarına da yansıdığını kaydetti.
SAVCILAR YASADIŞI OPERASYONLAR SÜRDÜRMÜŞ
Halen devam eden KCK davasında da milletvekillerinin dinlendiğini ve bunun Gülen Hareketi üyesi oldukları için cezaevinde bulunan hakim ve savcılar tarafından yapıldığını dile getiren Yalçındağ, “5 Ocak’ta, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından Meclis Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu’na bir yazı gönderdi. Bir müfettiş raporundan söz ediliyor. Söz konusu raporda, ‘FETÖ’ye üye hakim ve savcılarca, kendilerine muhalif olan, alternatif olan yada kullanamayacaklarını anladıkları kişi ve kesimlere dönük başlatılan yargı süreçleri’ ifadeleri yer alıyor. HSYK tarafından belirtildiği gibi yasadışı operasyonları sürdürülmüş” dedi.
‘DAVA AÇILAMAZ, SAVCILIK SORUŞTURMA YÜRÜTEMEZ’
HDP’li vekillere dönük operasyonların ‘KCK’ adı altında yürütülen operasyonların bir benzeri olduğunun altını çizen Yalçındağ, “Vekillere dönük operasyonlar ile Türkiye’nin ne kadar kendi yasal mevzuatına karşı olduğu, ne kadar yasak delil içerdiği görülüyor. Yasadışı dinlemeler hukuksuzluğun sadece bir kısmı. Çünkü dosyalar kapsamında o kadar çok hukuksuzluk ile karşı karşıya kalıyoruz ki, gün be gün dosyaların hazırlanması ile detaylara ulaşıyoruz” diye konuştu.
HDP’li Aydoğan hakkında hazırlanan iddianameye dikkat çeken Yalçındağ, “7 yıl önce yapılan hukuksuzluğun karşımıza çıkacağı belli bir durumdu. Vekiller hakkında, Meclis Genel Kurulu başta olmak üzere, hangi şehirde hangi alanda olursa olsun yaptığı hiçbir konuşmadan dolayı dava açılamaz, savcılık soruşturma yürütemez. Bütün müvekkillerimiz açısından karşımıza çıkan durum kürsü dokunulmazlığının ihlali. Tamamı düşünce açıklama ile ilgili, tamamı mecliste de söylenmiş sokakta da söylenmiş. Ama bunlar ile alakalı yargılanıyorlar” şeklinde kaydetti.
‘ON BİNLERCE SAYFA İDDİANAME YASAL DEĞİL’
Vekillerin dinlenmesini, “Hukuk katliamı” olarak değerlendiren Yalçındağ, “Dinlemelere dair, suçüstü hali değil ise ki bu kapsamda olmadığı açık ve net bir şekilde ortada, tam tersine her biri ile ilgili 7 sene öncesine gidiliyor. Bu kadar ciddi bir hukuk garabeti ile iktidarı sağlamlaştırma aracına dönüştürme pratiği ile karşı karşıyayız. Dolayısı ile dokunulmazlığı devam ettiği sürece, suçüstü haline denk gelmeyen soruşturma dosyaları ile ilgili tutuklu veya tutuksuz vekiller sayısız defa dinlenmiş. Şu anda milletvekili olmayan ancak o dönem milletvekili olanlar da yasadışı bir şekilde dinlenmiş. Bugün karşımıza çıkan on binlerce sayfa iddianamelerin tamamı yasal değil” dedi.
‘ANAYASA’NIN 83. MADDESİ NAZARA ALINMADI’
Türkiye’de hukukun yargılamalar itibariyle iktidara hizmet eden bir boyuta ulaştığını dile getiren HDP’li vekillerin avukatlardan Mesut Beştaş, tapelerin dosyalarından çıkarılması gerektiğini söyledi. Milletvekili sıfatı olmayan bir kişinin hakim kararı olmadan dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunun altını çizen Beştaş, “Milletvekilleri de bu hukuksuz uygulamadan nasibini almış oldu. Anayasa’nın 83. Maddesi’nin yeniden düzenlenmesinde de vekillerin birçok hakkı olmasına rağmen, usul ve esas nazara alınmadı” diye konuştu.
’17-25 ARALIK’TA TAPELER DOSYALARDAN ÇIKARILDI’
17-25 Aralık operasyonlarını hatırlatarak devam eden Beştaş, “Bu olaydan sonra ceza mahkemeleri kanunu değiştirildi. Hakim kararının bile teknik takip ve dinleme noktasında yeterli olmayacağı kuralı getirildi. Söz konusu konularda, hakim kararı olmasına rağmen usulü eksiklikler gerektirdiği hususlar yerine getirilmediğinden dolayı tapeler dosyalardan çıkarıldı. Bu yönüyle değerlendirildiğinde, ortam ve telefon dinlemeleri, yasal değişiklik kapsamında dosyalara konulmaması gerekiyor. Diğer bir husus dokunulmazlığı kaldırılmamış milletvekillerinin dinlenmesi ayrı bir hukuksuzluk. Hangi taraftan bakılırsa bakılsın, hukuksuzluk akıyor” dedi.
‘VEKİLLER CEMAAT’İN ORTAYA KOYDUĞU İDDİALAR İLE YARGILANIYOR’
Milletvekillerinin hakkında iddianameye dönüştürülen iddiaların Gülen Hareketi’nden tutuklanan hakim ve savcılar tarafından ortaya konulduğunun altını çizen Beştaş, “Bu veriler nedeniyle, cemaat mensubu olduğu belirtilen kişilerin görevinden alınarak hakkında soruşturmalar açıldığı, hatta önemli bir bölümünün tutuklandığı biliniyor. Bugün bir bölüm hakim ve savcıların tutuklanmasına neden olan veriler, milletvekillerinin aleyhine delil olarak kullanılmakta. Uygulama cemaat ile bağı olanların uygulaması, yargılamalar da aynı yöntem ile yapılıyor” şeklinde konuştu.
Özgür Paksoy / Deniz Tekin - dihaber