MERSİN - 2016'da perdeyi "444" ile kapatan Tiyatro Agon, 2017'ye üç yeni oyunla merhaba diyecek. Kolektif bir tiyatro topluluğu olan Agon'un oyuncularından Mustafa Çavuş, oyunlarında sistemin çarpık yanlarını eleştirdiklerini söyledi.
Mersin’de 2011 yılından bu yana faaliyet gösteren Tiyatro Agon, bir çağrı merkezinden hareketle sistemi anlatan "444" adlı oyunun ardından 3 yeni oyunda daha sahneleyecek. 2017 yılı içinde "Köpekler", "Hiç Kimsenin Öyküsü" ve "Tek Kişilik Cinayet" adlı oyunlar için bütün hazırlıklarının tamamlandığını ifade eden Tiyatro Agon üyelerinden oyuncu Mustafa Çavuş, Tiyatro Agon’un aslında 2001’de kurulduğunu belirterek, kuruluş sürecini “Uzun yıllar bir grup ile çalıştık. Ancak çalıştığımız grup daha çok ticari amaçlı oyunlar sahneleyen bir gruptu. Bundan dolayı anlatmak istediğin şeyi anlatamıyor, yapamıyorsun. Ticari amaç ön planda olduğu zaman anlattığın her şeyde bir sınır oluyor. Sanatta özgürlükten bahsediyoruz halbuki. Özgür olmalı evrensel olmalı, bu işin bir sınırı yok diyorsun, anlatmak istediğin esastır diyorsun ancak bunu yapamıyorsun. Bunun üzerine gelişen bir süreçte kuruldu. Ancak o zamana kadar belli belirsiz yerlerde çalışmalarımızı yürüttük. 2005 yılından sonra kurumsallaşmaya başladı ve asıl kurulma süreci 2011 yılına dayanıyor" sözleri ile anlattı.
İlişkiler kurdukça kendi kitlelerinin de oluştuğunu ifade eden Çavuş, "Yeni yeni kişiler katıldı. Agon da öyle oluştu. Agon’un içinde kurumlar var. Her kurumun içinde ayrı ayrı bölümler var. Bizde birkaç kişiden oluşan bir oyun belirleme kurumu var. Zaten Agon tek bir kişiye ait bir kurum değildir. Burası kolektif bir tiyatro topluluğudur” dedi.
‘İMKANSIZLIKLAR KARŞISINDA DOĞDUK’
Birilerinin bir şeyler yapması ve imkan yaratması gerektiğini düşündüklerini belirten Çavuş, “Ama bunlar olmadığı için bizlerin bir şey yapması gerekiyor. Ne yapacağız derken, hepimiz önce bir dağıldık. Farklı yerlerde çalıştık. Farklı şehirlerde kendimize uzmanlık alanları belirledik. Daha sonra da burayı kurmak için tekrar bir araya geldik. Biz burada kendimizi daha özgür bir şekilde anlatıyoruz. Burada bir sınır yok” diyerek, imkansızlıklar karşısında doğduklarını söyledi.
YARASI OLAN GOCUNUR
Türkiye'de tiyatrocuların taraf olmaya zorlandıklarını ancak bir taraf olmak istemediklerini ifade eden Çavuş, "Yaşamak için taraf olmana gerek yok. Vicdanın sana yeter. Sen bana politik anlamda hukuk sisteminden bahsederken, diğer tarafta açlıktan ölürken, söylenen şeyler beş para etmiyor benim için. Bu yüzden siyasi ve politik söylemlerden uzak duruyoruz ve sistem eleştirimizi bu şekilde ortaya koyuyoruz. Yarası olan gocunuyor zaten. Mesajımızı almak isteyen alıyor" dedi. Sanatın temel özeliklerinden birinin de birleştirmek olduğunu aktaran Çavuş, "Bir umuttur yani, sanatın temelinde güzele ulaşma vardır. Ona ulaşmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
İNSANI VE SİSTEMİ ANLATAN 4 FARKLI OYUN
Mersin Tiyatro Derneği'nin bu yıl 21 oyun sahnelediklerini bunlardan 4'ünün Agon'a ait olduğunu ifade eden Çavuş, bu oyunlardan sistemi anlatan "444" adlı oyunu sahnelediklerini, "Köpekler", "Hiç Kimsenin Öyküsü" ve "Tek Kişilik Cinayet" adlı oyunları ise önümüzdeki günlerde sahneleyeceklerini söyledi.
'KÖPEKLER'
Köpekler oyununda gücü elinde tutanın bu gücü nasıl kullanabileceğini anlattıklarını belirten Çavuş, "Kimde olduğu önemli değil. İnsanın doğası ile alakalı. Günümüze de geçmişe de aslında atıfta bulunabilen bir oyun. Bir çobanın sırdaşı olan, karar alma sürecinde ortağı olan 2 çoban köpeği var ve devlet kendi kararları kapsamında bu köpekler için ölüm kararı çıkarıyor. Biraz da Roboski de devletin katırlar için ölüm kararı çıkarması gibi bir sistem. Ve aynı zamanda devletin 2 köpeğin beslenmesine yapacağı masrafı yapmayarak, tasarrufa gitmesi yaklaşımını, çalınan, el altından götürülen servetleri görmezden gelmesini anlatıyor" dedi.
'HİÇ KİMSENİN ÖYKÜSÜ'
Hiç Kimsenin Öyküsü isimli oyunda ise tamamen insani bir noktaya dikkat çektiklerini ifade eden Çavuş, "İki düşman askerinin savaştan dönerken, aynı kompartımanda karşılaşması ve birbirini tanımadıkları için çok iyi anlaşabilirken, ilerleyen muhabbette birbirlerini tanımaları ile birlikte birbirlerine kin beslemeye başlamalarını anlatıyor. Bunun üzerinden aslında düşmanlıkları yaratanın insanın kendisi olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Hayatı bile kazanma, kaybetme şeklinde bir kumar olarak görmemize sebep olduğumuzu anlatıyoruz" dedi.
'TEK KİŞİLİK CİNAYET'
Tek Kişilik Cinayet oyununda ise insanın kendi içinde öldürdüğü karakterler üzerine oynanan bir oyun olduğunu aktaran Çavuş, "Toplumun kişi üzerinde yarattığı etki ile kişinin olmak istediği kişi arasında bağ kuruyor. Ve kişinin aslında kendisini topluma göre belirleyen bir kişilik hali aldığını kendisini öldürdüğünü sahneliyor. Yani aslında mahalle baskısı nedeniyle kendimiz olamıyor ve insani, taraflarımızı kaybettiğimizi anlatıyoruz" dedi.