Halkevleri Genel Başkanı: Tek yol birlikte hareket etmek

ANKARA - Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, “Hayır” cephesinin, siyasi, sosyal ve tarihsel olarak çok daha güçlü olduğunu ancak bunu harekete geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Karanlıktan çıkmanın tek yolu birlikte hareket etmek” diyen Ersoy, 7 Haziran sonuçlarına da atıfta bulunarak, iktidara “Hayır çıkarsa tanıyacak mısın” diye sordu.

Uzun süredir Türkiye gündemini işgal eden “Cumhurbaşkanlığı sistemi” anayasa değişikliği AK Parti ve MHP’lilerin oyları ile referandum aralığında Meclis’ten geçti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın düzenlemeyi onaylamasının ardından referandum süreci başlayacak. Şimdiden “Evet” ve “Hayır” cephesinin keskin hatlar üzerinde oluştuğu Türkiye’de, özellikle muhalefet, Türkiye’nin ötekileri, ezilen kesimler, düzenlemenin reddedilmesi ile Türkiye’nin siyasi olarak belirsizliğinin sona ereceğini ve siyasi dayatmaların son bulacağını düşünüyor.

“Hayır” cephesinde aktif bir rol üstlenen Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy referandum çalışmalarını ve “Hayır” kampanyasına ilişkin dihaber’e konuştu.

Tüm kesimlerin ‘Hayır’ sözü etrafında birleşmesi gerekliliğine çeşitli sebepler öne sürerek vurgu yapan Ersoy, konuşmasında sık sık ortaklaşmadan ve birlikte hareket etmenin zorunluluğundan bahsetti.

‘DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BÖYLE BİR SİSTEM YOK’

Düzenlemenin “başkanlık sistemi” ya da “Cumhurbaşkanlığı sistemi” olarak nitelendirmenin yanlış olduğuna işaret ederek, düzenlemenin “Türk tipi başkanlık sistemi ya da Cumhurbaşkanlığı rejimi” içerdiğini anlatan Ersoy, böyle bir sistemin “dünyanın hiçbir yerinde olmadığının” altını çizdi. Ersoy, “Önümüze koyulan sistem parlamenter sistem mi başkanlık sistemi mi? Bu sistem net bir şekilde bütün yasama, yürütme, yargı ayrımının tamamen ortadan kaldırıldığı ve tek bir adama bütün yetkilerin verildiği bir sistemdir” dedi.

‘12 EYLÜL’DEN DAHA GAYRİ MEŞRU BİR ANAYASA GELİYOR’

İktidarın “yaptım oldu” dayatması ile hareket ettiğini, değişiklikle tek bir insana “istediği anda istediği her şeyi yaşama geçirme” yetkisinin verildiğini belirten Ersoy, 12 Eylül Anayasasına yıllardır karşı çıktıklarını ve kabul etmediklerini, ancak şimdi yapılan düzenlemenin “çok daha gayri meşru” olduğunu kaydetti. 18 madde ile Anayasanın 51 maddesinin ortadan kalktığına işaret eden Ersoy, “Aslında Anayasanın tamamı değiştiriliyor. Başka bir anayasa yapılıyor. Kısmı bir değişiklik değil. 2010 referandumda olduğu gibi. O yüzden biz bunu herkese anlatacağız” diye konuştu.

‘HALKIN YÜZDE 70’İ ANAYASANIN İÇERİĞİNİ BİLMİYOR’

Tartışmaların özellikle insanlardan kaçırılmasını eleştiren Ersoy, ayrıca referandumun OHAL koşullarında gerçekleştirilecek olmasının da kabul edilemeyeceğini belirterek, “Eğer bu ülkenin sorunlarına yönelik bir anayasa yapılıyor olsaydı, AKP iktidarı yıllardır yaptığı gibi, davul çalar gibi her yerde duyururdu. Ancak halkın yüzde 70’inin anayasanın içeriğinden bile haberi yok” şeklinde konuştu.

‘BU ORTAMDA YAPILAN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ MEŞRU DEĞİLDİR’

Milyonlarca seçmenin iradesini temsil eden HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile birlikte birçok gazeteci, bilim ve milletvekilinin tutuklu bulunduğunu hatırlatan Ersoy, böylesi bir ortamda yapılan anayasa değişikliğinin meşrutiyetinin olmayacağına dikkat çekti. Toplumun yapılan değişikliğe karşı olduğunu o yüzden yürütülen tartışmalarla algı yaratıldığını belirten Ersoy, “Anket sonuçları yüzde 52 oranında hayır çıkıyor” dedi.

‘HERKES NEDEN ‘HAYIR’ DEDİĞİNİ ANLATMAKLA SORUMLU’

Özellikle halktan bilginin kaçırılmış olmasına değinen Ersoy, bilginin halka ulaştırılmasının gerekliliğine işaret ederek, hayır cephesinde yer alan herkesin ve kesimin bu bilgiyi topluma taşımakla yükümlü olduğunu söyledi. Ersoy, “Bu seçim memleketle derdi olanların seçimi. Bu ülkenin geleceğinden kaygılı olan kesimlerin ‘Oy verdim tarihsel görevimi de yerine getirdim’ diyebileceği bir seçim değil. O yüzden herkese anayasanın içeriğini ve neden hayır dediğimiz en geniş çevreye anlatılmalıdır” diye konuştu.

‘NEYE EVET DİYORSUNUZ?’

Anayasa değişikliğine “Evet” diyenlere ulaşarak neye/niye “Evet” dediklerini sormanın da önemli olduğuna dikkat çeken Ersöz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Evet diyenlere sormalıyız neye evet diyorlar; Doğa talanına mı evet diyorsunuz? Çocuk istismarına mı evet diyorsunuz? Yoksa bir sene içinde onlarca tarikat yurdunda istismara maruz kalan çocuklara mı evet diyorsunuz? Kadın cinayetlerine mi yoksa yapılan hırsızlıklara mı? Dolar alıp başını gitmişken yoksullaşmaya mı evet diyorsunuz?”

‘YARIN MAKAM ŞOFÖRÜNÜ BAŞBAKAN YAPARLAR’

“Evet” diyerek iktidarı alacaklarını söyleyen topluluğun yarın bu dengenin değişip kendilerini temsil edemeyerek bir sisteme dönüşeceği durumu da gözetmeleri gerektiğine işaret eden Ersoy, “Tek adam aynı zamanda hükümeti belirliyor meclisten değil dışarıdan atama yapıyor. Başkan yardımcısı kendisinin olmadığı koşullarda o başkanını görevlerini devir alacak. Bugün en son meclis oylamalarında Yeliz kod adıyla bir tablo ortaya çıktı. Ve herkes bununla dalga geçti. Bu kimdi bir makam şoförüydü. Bugün makam şoförünü milletvekili yapan, yarın başbakan da yapar. Bu mu bizi temsil edecek? Toplumun bu soruları sorması gerekiyor” diye konuştu.

‘KADINLARIN SÖZÜ ÇOK ÖNEMLİ’

“Hayır” diyen cephenin çok net olduğunu ancak “Evet” diyenlerin tereddüt yaşadığını belirten Ersoy, anket sonuçlarına göre yüzde 20’lik bir grubun kararsızlık yaşadığını ve “Hayır cephesinin” bunu kazanabileceğini söyledi. Bu kararsız kesim yüzde 70’ini ise kadınların oluşturduğunu belirten Ersoy, “Burada kadınlara özellikle çok önemli görev düşüyor. Kadınların sözlerini ve kaygılarını dile getirmesi gerekiyor. Çünkü kurulmak istenen gerici sistemde kadına yer yok. Biz bunun yaşamımızda sonuçlarını gördük” diye konuştu.

Yaşanan çatışma haline dikkat çekerek, insanların kendisini güvende hissetmediği hatırlatan Ersoy, yapılan değişikliğin de iktidarın iktidarına yönelik korkularını yansıttığının altını çizdi. Ersoy şöyle konuştu: “Tüm bu ortamda bir yandan ekonomik kriz ve yaşam kaygısının bundan çıkışın tek yolu var. O da bu ülkede demokratik ve laik bir sistemin kurulması ve halkın her kesiminin temsil edileceği bir iktidarın ortaya çıkacağı bir halk iktidarı diyoruz.”

‘BULUNDUĞUMUZ HER YERDE HAYIR MECLİSLERİ’

Halkevleri olarak 80 şubede kurulan meclislerin Halkevlerinin değil tüm “Hayır” diyenlerin yeri olduğunu söyleyen Ersoy, “Muhtardan köy derneklerine kadar bütün kimlikleri bırakarak ‘Hayır’ diyen tüm kesimleri biraya getirmeye çalışıyoruz. ‘Hayır’ diyen her kesim mahallesinde binasında kendi iş yerinde kendisi gibi ‘Hayır’ diyenler ile birlikte bunu oluştursun. Etrafındaki herkesi bunu anlatsın. Biz bu halkı bu meclislere atıyoruz. Daha henüz başındayız. Bulunduğumuz yerlerde kurulmaya başladı. Nasıl bir çalışma yaparız tartışmalarının ağırlık kazandığı. Ortak toplantılarda nasıl ‘Hayır’ı örgütleyen toplantıları yapıyoruz” diye konuştu.

‘HAYIR SONUCU ÇIKARSA İKTİDAR TANIYACAK MI?’

İktidarın 7 Haziran seçimleri sonrasında halkın iradesini tanımadığı hatırlatan Ersoy, sandıktan “Hayır” çıktığında iktidarın bunu tanımayacağı yönündeki kaygıların yaşanmasının da haksız olmadığını söyledi.

‘İKTİDAR TÜM OLANAKLARINI KULLANIYOR’

7 Haziran seçimleri sonrasında iktidarın tüm olanaklarını kullandığını belirten Ersoy, “Tepemizde F16’ların uçtuğu bir darbe girişimi koşullarından sonra biz sol örgütlere ‘Ortak bir cephe kurarak, mücadele edelim’ diye çağrılar yaptık. Ortak sözün hegemonyasında kurabileceğimizi inanıyoruz. Bunun içinde adres kim olursa olsan kimden gelirse gelsin ortak sözümüzü söyleyeceğiz. Ancak bu şekilde birlikte olamamanın handikaplarından kurtulabiliriz” dedi.

Seda Taşkın / Selman Gozelyuz - dihaber