Yazın köyde kışın şehirde

ADIYAMAN - Adıyaman'ın 20 haneli Çamlıyayla Köyü, sonbahar ve kış mevsimlerinde donan su, kapanan yollar ve olmayan okuldan kaynaklı bir izbeye dönüşüyor. Kışın şehre taşınan köylüler yazın yeniden dönüyor.

Adıyaman’ın Pınarbaşı (Bulam) beldesine bağlı 20 hanelik Çamlıyayla (Oliorte) Köyü kışın ıssız bir izbeyi andırıyor. Kışın yoğun kar yağışı nedeniyle yolları kapanıp yaşamın durma noktasına geldiği köyün sakinleri, ilkbahar ve yaz mevsimini köyde geçirdiklerini, ancak sonbahar ve kış mevsiminde ise kent merkezi ve ilçelere dağıldıklarını söyledi. Kış koşullarından kaynaklı yaşadıkları sıkıntıların giderilmesi için başvurduğu resmi kurumlardan olumlu cevap alamadıklarını söyleyen Çamlıyayla Köyü Muhtarı Kamber Tunç da ailesi ile birlikte Bulam beldesinde 6 ayı geçiriyor.

KIŞIN BOŞALIYOR

13 yıldır köye muhtarlık yapan Tunç, kış aylarında köyü terk etmek zorunda kaldıklarını şu sözlerle dile getirdi: “En önemlisi köyümüzde kış aylarında su sıkıntısı var. Bizim içme suyumuz 2bin 600 metreden geliyor. 1960’larda döşenen plastik borularla taşınıyor. Su boruları yüzeye yakın olduğu için kar yağdığında suyumuz tamamen donuyor. Kış boyunca su sıkıntısı çekiyoruz. İkincisi yollarımız bozuk. Kar yağdığında belediye yollarımızı açıyor, ancak bu seferde çamurdan gidemiyoruz. Çamur sıkıntısı kardan daha fazla oluyor.”

Su ve yol sıkıntılarının giderilmesi için belde belediyesine başvurduklarını, ancak belediyenin imkanları olmadığını belirten Tunç, il özel idare, kaymakamlık ve valilik dahil bir çok resmi kuruma başvurduğunu, ancak kimsenin dertlerine derman olmadığını söyledi.

HAYVANLARI KIŞIN SATIYORLAR

Belde, ilçe ve kente göç ettiklerinde kira ödemek zorunda kaldıklarını dile getiren Tunç, yazın köyde 100 kişinin yaşadığını ve genelde tütün işi yaptıklarını belirtti. Tunç, “Sıkıntılarımız giderilir ise kışın köyde ek gelir olarak hayvan besleriz. Ancak böyle olunca kendimize yer bulamıyoruz, hayvanları nerde besleyeceğiz. Örneğin ilkbaharda aldığımız hayvanı kışın satmak zorunda kalıyoruz” dedi.

ÇOCUKLAR OKUSUN DİYE

Muhtarın eşi 4 çocuk annesi 40 yaşındaki Kıymet Tunç, köyde okul olmasına rağmen öğrenci sayısının az olmasından kaynaklı öğretmen verilmediğini dile getirdi. En büyük sıkıntılarının çocuklarının rahat bir şekilde okula gidip gelmeleri olduğunu, kış aylarını köyde geçirdikleri yıllarda çocuklarının çektiği sıkıntıları anlatan Tunç, şöyle devam etti: “Eskiden kışın da köyde kaldığımız için çocuklarımız 4 kilometrelik yolu yaya gidip geliyordu. Çocuklar dizlerine kadar ıslanmış halde eve geliyorlardı. Oğlum Aziz bu yolda rahatsızlandığından kaynaklı okulu bırakmak zorunda kaldı. Çocuk sayısı az olduğu için devlet bize servis vermiyor. Bizimde kendi imkânlarımız olmadığı için servis tutamıyoruz. Dolayısıyla çocuklarımız hastalanmadan okuyabilsin diye gelip buralara yerleşiyoruz.”

OKUMA AŞKI

Okulu çok sevmesine rağmen 12 yıl önce yakalandığı Sistemik Lupus Eritromatozus (SLE) hastalığı yüzünden okuyamadığını belirten anne Tunç'un bahsettiği oğlu 22 yaşındaki Aziz, “7 yaşındayken sabahın erken saatlerinde kış soğuğunda ayaklarımız su içinde okula gidip geliyorduk. Bu yollarda yakalandığım hastalığım yüzünden lise 1’inci sınıfa kadar okuyabildim. Ancak rahatsızlığım yüzünden okula doğru dürüst gidemedim. Okulu bırakmak zorunda kaldım” dedi.

Rahatsız olduğundan kaynaklı ailesinin oyalanması için verdiği sazı eğitim almadan çalmayı öğrendikten sonra beste yapmaya başladığını vurgulayan Tunç, okula olan aşkını sazına ve sözüne yönlendirerek, okulda olmasa da sanatta başarılı olduğuna inandığını kaydetti. Şimdiye kadar 28 beste yazan Tunç, ara sıra müzisyen arkadaşları ile birlikte düğünlerde sahne aldığını söyledi.